Kamuoyunda “11. Yargı Paketi “ Olarak Bilinen Kanun Teklifi Hangi Düzenlemeleri İçeriyor?
A.Giriş
Kamuoyunda “11. Yargı Paketi” olarak bilinen “Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi” 04.12.2025 tarihinde TBMM Adalet Komisyonunda kabul edildi. 38 maddeden oluşan Kanun Teklifi ile Türk Ceza Kanunu ile diğer bazı kanunlarda değişiklik yapılması öngörülüyor. Anılan değişiklikler ise genel hatlarıyla şöyle;
B.Türk Ceza Kanunu’nda Yapılması Öngörülen Değişiklikler
1.Suç İşleyen Akıl Hastalarına Cezanın İnfazı ile birlikte Güvenlik Tedbiri Uygulanması Öngörülmüştür.
Türk Ceza Kanunu madde 32’ye göre işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayamayan veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneği önemli derecede azalmış olan kişiye ceza verilmez. Ancak işlediği fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneği azalmış olan kişiye, indirilmiş ceza verilir. İşte bu şekilde indirilmiş ceza alanların kontrol altında tutulması ve tedavi edilmesi için indirilmiş cezanın yanında güvenlik tedbirine de hükmedilmesi öngörülmektedir.
Madde 32’nin Yürürlükteki Hali;
“…. (2) Birinci fıkrada yazılı derecede olmamakla birlikte işlediği fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneği azalmış olan kişiye, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine yirmibeş yıl, müebbet hapis cezası yerine yirmi yıl hapis cezası verilir. Diğer hallerde verilecek ceza, altıda birden fazla olmamak üzere indirilebilir. Mahkûm olunan ceza, süresi aynı olmak koşuluyla, kısmen veya tamamen, akıl hastalarına özgü güvenlik tedbiri olarak da uygulanabilir.”
Kanun Teklifi ile Öngörülen Yeni Hali;
“…. (2) Birinci fıkrada yazılı derecede olmamakla birlikte işlediği fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneği azalmış olan kişiye, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine yirmibeş yıl, müebbet hapis cezası yerine yirmi yıl hapis cezası verilir. Diğer hallerde verilecek ceza, altıda birden fazla olmamak üzere indirilebilir. Kişi hakkında ayrıca akıl hastalarına özgü güvenlik tedbirine hükmolunur.”
2.İşlediği Suç Nedeniyle Yüksek Güvenlikli Sağlık Kurumlarına Alınan Akıl Hastalarının, Toplum Açısından Tehlikesi Kalmasa Dahi Minimum 6 Ay Kurumda Kalması Öngörülmüştür.
TCK Madde 32 gereği işlediği fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneği tamamen ortadan kalkmış kişiye ceza verilmemekte, güvenlik tedbirine hükmedilmektedir. Madde 57’ye göre ise; bu güvenlik tedbiri kapsamında yüksek güvenlikli sağlık kurumuna alınan akıl hastası, yerleştirildiği kurumun sağlık kurulunca düzenlenen raporda toplum açısından tehlikeliliğinin ortadan kalktığının veya önemli ölçüde azaldığının belirtilmesi üzerine infaz hâkimi kararıyla serbest bırakılabilmektedir. Yeni kanun teklifi ile akıl hastası olan kişinin serbest bırakılabilmesi için minimum süreler öngörülmüştür.
Kanun Teklifi ile Eklenmesi Öngörülen Yeni Düzenleme;
”Hakkında 32 nci maddenin birinci fıkrası uyarınca güvenlik tedbirine hükmedilen akıl hastaları için kurumda geçirilecek süre, ağırlaştırılmış müebbet hapis ve müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda bir yıldan, üst sınırı on yıldan fazla hapis cezasını gerektiren suçlarda ise altı aydan az olamaz.”
3.Kamu Görevlisine Hakaret Dışındaki Hakaret Suçlarının Tamamının Önödeme Kapsamına Alınması öngörülmüştür.
TCK Madde 75’te önödeme kapsamındaki suçlar düzenlenmiştir. Bunlardan biri de “hakaret” suçudur. Ancak madde 75/6’da hakaret suçunun tamamı değil, bazı halleri önödeme kapsamındadır. Halihazırda yürürlükte olan önödeme kapsamındaki hakaret suçları; sesli, yazılı veya görüntülü bir iletiyle hakaret, dini, siyasi, sosyal, felsefi inanç, düşünce ve kanaatlerden dolayı hakaret, kişinin mensup bulunduğu dine göre kutsal sayılan değerlere hakaret, alenen hakarettir.
Söz konusu düzenleme; Anayasa Mahkemesi tarafından iptal kararına konu edilmiştir. Mahkemece; hakaret suçunun mağduru muhatap alan sesli, yazılı veya görüntülü bir iletiyle işlenmesi hâli ile nitelikli hâllerinin bir kısmının önödeme kapsamına alınmasına karşın söz konusu suçun basit hâlinin önödeme kapsamı dışında bırakılmasının eşitlik ilkesini ihlal ettiği sonucuna varmış ve iptaline karar vermiştir.
Mahkeme tarafından verilen iptal kararı dikkate alınarak, yeni bir düzenleme yapılması öngörülmektedir. Yeni düzenleme ile kamu görevlisine hakaret dışında diğer tüm hakaret suçlarının önödeme kapsamına alınması öngörülmektedir.
Kanun Teklifi İle Önödeme Başlıklı TCK Madde 75’in Yürürlükteki Hali;
“Bu madde hükümleri; bu Kanunda yer alan; Hakaret (125 inci maddenin ikinci fıkrası, üçüncü fıkrasının (b) ve (c) bentleri ve dördüncü fıkrası) suçları bakımından da uygulanır.“
Kanun Teklifi ile Öngörülen Yeni Hali;
“Bu madde hükümleri; bu Kanunda yer alan; Hakaret (üçüncü fıkranın (a) bendi hariç, madde 125) suçları bakımından da uygulanır.“
4.Taksirle Yaralama Suçunun Cezası Artırılmıştır.
Türk Ceza Kanunu madde 89’da taksirle yaralama suçu ve cezası düzenleme altına almıştır. Kanun teklifi ile sanığa verilecek cezanın artırılması öngörülmüştür.
Madde 89’unYürürlükteki Hali;
“(1) Taksirle başkasının vücuduna acı veren veya sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan kişi, üç aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.
(…)(4) Fiilin birden fazla kişinin yaralanmasına neden olması halinde, altı aydan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.”
Kanun Teklifi ile Öngörülen Yeni Hali; ““(1) Taksirle başkasının vücuduna acı veren veya sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan kişi, dört aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.
(…)(4) Fiilin birden fazla kişinin yaralanmasına neden olması halinde, dokuz aydan beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.”
5.Motorlu Kara, Deniz veya Hava Taşıtı Üzerinde Güveni Kötüye Kullanma Suçu Nitelikli Hal Olarak Düzenlenmiştir.
Türk Ceza Kanunu madde 155’te güveni kötüye kullanma suçu ve cezası düzenleme altına almıştır. Kanun teklifi ile bu suç için nitelikli yeni bir hal düzenleme altına alınmıştır.
Madde 155’e Kanun Teklifi İle Eklenmesi Öngörülen Yeni Düzenleme;
“1)Başkasına ait olup da, muhafaza etmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere zilyedliği kendisine devredilmiş olan mal üzerinde, kendisinin veya başkasının yararına olarak, zilyedliğin devri amacı dışında tasarrufta bulunan veya bu devir olgusunu inkar eden kişi, şikayet üzerine, altı aydan iki yıla kadar hapis ve adlî para cezası ile cezalandırılır.
2) Suçun, meslek ve sanat, ticaret veya hizmet ilişkisinin ya da hangi nedenden doğmuş olursa olsun, başkasının mallarını idare etmek yetkisinin gereği olarak tevdi ve teslim edilmiş eşya hakkında işlenmesi halinde, bir yıldan yedi yıla kadar hapis ve üçbin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur.
(3) Suçun konusunun motorlu kara, deniz veya hava taşıtı olması halinde yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza bir kat artırılır.”
6.Genel Güvenliğin Kasten Tehlikeye Sokulması Suçunun Cezası Artırılmıştır.
Türk Ceza Kanunu madde 170’te genel güvenliğin tehlikeye sokulması suçunun nitelikli hallerine kurusıkı ses ve gaz fişeği kullanılması eylemi ilave edilmiş, suçun kişilerin toplu bulundukları yerlerde işlenmesi durumunda cezası artırılmıştır.
Madde 170’inYürürlükteki Hali;
“(1) Kişilerin hayatı, sağlığı veya malvarlığı bakımından tehlikeli olacak biçimde ya da kişilerde korku, kaygı veya panik yaratabilecek tarzda;
a) Yangın çıkaran,
b) Bina çökmesine, toprak kaymasına, çığ düşmesine, sel veya taşkına neden olan,
c) Silahla ateş eden veya patlayıcı madde kullanan,
Kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Yangın, bina çökmesi, toprak kayması, çığ düşmesi, sel veya taşkın tehlikesine neden olan kişi, üç aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.”
Kanun Teklifi ile Öngörülen Yeni Hali;
“(1) Kişilerin hayatı, sağlığı veya malvarlığı bakımından tehlikeli olacak biçimde ya da kişilerde korku, kaygı veya panik yaratabilecek tarzda;
a) Yangın çıkaran,
b) Bina çökmesine, toprak kaymasına, çığ düşmesine, sel veya taşkına neden olan,
c) Silahla ateş eden veya patlayıcı madde kullanan,
Kişi, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Suçun ses ve gaz fişeği atabilen silahla ateş etmek suretiyle işlenmesi halinde kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.”
(2) Birinci fıkrada tanımlanan suçun kişilerin toplu olarak bulundukları yerlerde islenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(3) Yangın, bina çökmesi, toprak kayması, çığ düşmesi, sel veya taşkın tehlikesine neden olan kişi, üç aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.”
7.Suç İşlemek Amacıyla Örgüt Kurma Suçunun Cezası Artırılmıştır.
Türk Ceza Kanunu madde 220’de suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçu ve cezası düzenleme altına almıştır. Kanun teklifi ile sanığa verilecek cezanın artırılması öngörülmüştür. Çocukların araç olarak kullanılmasında cezalar artırılmıştır.
Madde 220’ninYürürlükteki Hali;
“(1) Kanunun suç saydığı fiilleri işlemek amacıyla örgüt kuranlar veya yönetenler, örgütün yapısı, sahip bulunduğu üye sayısı ile araç ve gereç bakımından amaç suçları işlemeye elverişli olması halinde, dört yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Ancak, örgütün varlığı için üye sayısının en az üç kişi olması gerekir.
(2) Suç işlemek amacıyla kurulmuş olan örgüte üye olanlar, iki yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(3) Örgütün silahlı olması halinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza dörtte birinden yarısına kadar artırılır.
(4) Örgütün faaliyeti çerçevesinde suç işlenmesi halinde, ayrıca bu suçlardan dolayı da cezaya hükmolunur.
(5) Örgüt yöneticileri, örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen bütün suçlardan dolayı ayrıca fail olarak cezalandırılır.”
Kanun Teklifi ile Öngörülen Yeni Hali;
“(1) Kanunun suç saydığı fiilleri işlemek amacıyla örgüt kuranlar veya yönetenler, örgütün yapısı, sahip bulunduğu üye sayısı ile araç ve gereç bakımından amaç suçları işlemeye elverişli olması halinde, beş yıldan on yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Ancak, örgütün varlığı için üye sayısının en az üç kişi olması gerekir.
(2) Suç işlemek amacıyla kurulmuş olan örgüte üye olanlar, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(3) Örgütün silahlı olması halinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarısı oranında artırılır.
(4) Örgütün faaliyeti çerçevesinde suç işlenmesi halinde, ayrıca bu suçlardan dolayı da cezaya hükmolunur.
(5) Örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlarda çocukların araç olarak kullanılması halinde, örgüt yöneticilerine yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarısından bir katına kadar artırılır. Örgüt yöneticileri, örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen bütün suçlardan dolayı ayrıca fail olarak cezalandırılır.”
8.Ulaşım Araçlarının Kaçırılması veya Alıkonulması Suçunun Cezası Artırılmıştır.
Türk Ceza Kanunu madde 223’te ulaşım araçlarının kaçırılması veya alıkonulması suçu ve cezası düzenleme altına almıştır. Kanun teklifi ile sanığa verilecek cezanın artırılması öngörülmüştür.
Madde 223’ün Yürürlükteki Hali;
“(1) Cebir veya tehdit kullanarak ya da hukuka aykırı başka bir davranışla kara ulaşım aracının hareket etmesini engelleyen, bu aracı hareket halinde iken durduran veya gitmekte olduğu yerden başka yere götüren kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Suçun konusunun deniz veya demiryolu ulaşım aracı olması halinde, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(3) Cebir veya tehdit kullanarak ya da hukuka aykırı başka bir davranışla hava ulaşım aracının hareket etmesini engelleyen veya bu aracı gitmekte olduğu yerden başka yere götüren kişi, beş yıldan on yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(4) Bu suçların işlenmesi sırasında kişilerin hürriyetinin tahdit edilmesi dolayısıyla ayrıca cezaya hükmolunur.
(5) Bu suçların işlenmesi sırasında kasten yaralama suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hallerinin gerçekleşmesi durumunda, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.“
Kanun Teklifi ile Öngörülen Yeni Hali;
“(1) Hukuka aykırı bir davranışla kara ulaşım aracının hareket etmesini engelleyen veya bu aracı hareket halinde iken durduran kişi, bir yıldan üç yıla kadar, bu aracı gitmekte olduğu yerden başka yere götüren kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Suçun konusunun deniz veya demiryolu ulaşım aracı olması halinde, üç yıldan yedi yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(3) Hukuka aykırı bir davranışla hava ulaşım aracının hareket etmesini engelleyen kişi, beş yıldan on yıla kadar, bu aracı gitmekte olduğu yerden başka yere götüren kişi, yedi yıldan oniki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(4) Yukarıdaki fıkralarda tanımlanan suçların işlenmesi amacıyla veya sırasında başka bir suçun işlenmesi halinde ayrıca bu suçtan dolayı ceza verilir.”
C.Ceza İnfaz Kanununda Yapılması Öngörülen Değişiklik
31/7/2023 tarihi ve öncesinde işlenen suçlardan mahkum olanlara 3 yıl daha erken açık ceza infaz kurumuna ve/veya denetimli serbestliğe ayrılabilme imkânı tanınmaktadır.
Hali hazırda yürürlükte bulunan 5275 Sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un Geçici 10’uncu maddesinin altıncı fıkrasına göre ; 31/07/2023 tarihi itibarıyla kapalı ceza infaz kurumlarında bulunan hükümlülerden, toplam hapis cezası on yıldan az ise bir ayını, on yıl ve daha fazla ise üç ayını kapalı ceza infaz kurumlarında geçirip açık ceza infaz kurumlarına ayrılmasına üç yıl veya daha az süre kalanlara açık ceza infaz kurumlarına ayrılmaktadırlar
Yeni kanun teklifi ile 31/7/2023 tarihi itibarıyla kapalı ceza infaz kurumunda bulunan hükümlülerin yararlanabildiği daha erken açık ceza infaz kurumuna ayrılma ve/veya denetimli serbestliğe ayrılma düzenlemesinden, 31/7/2023 tarihi ve öncesinde işlenmiş suçlar nedeniyle hükümlü olanların da yararlandırılması öngörülmüştür.
5275 Sayılı Kanun Geçici 10.Maddesinin 6’ncı Fıkrasının Yürürlükteki Hali;
“(6) Türk Ceza Kanununun İkinci Kitap Dördüncü Kısım Dördüncü, Beşinci, Altıncı ve Yedinci Bölümünde tanımlanan suçlar, Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlar ve örgüt faaliyeti kapsamında işlenen suçlar hariç olmak üzere, 31/7/2023 tarihi itibarıyla kapalı ceza infaz kurumlarında bulunan hükümlülerden, toplam hapis cezası on yıldan az ise bir ayını, on yıl ve daha fazla ise üç ayını bu kurumlarda geçirip ilgili mevzuat uyarınca açık ceza infaz kurumlarına ayrılmasına üç yıl veya daha az süre kalanlar, bu şartların oluştuğu tarih itibarıyla açık ceza infaz kurumlarına ayrılabilir. Bu hükümlüler ile 31/7/2023 tarihinde geçici 9 uncu maddenin altıncı fıkrası kapsamında açık ceza infaz kurumunda bulunan hükümlüler, talepleri hâlinde en az üç ay açık ceza infaz kurumunda kalmış olmak şartıyla ilgili mevzuat uyarınca cezaların denetimli serbestlik tedbiri altında infazı uygulamasından üç yıl erken yararlandırılır.”
Kanun Teklifi ile Öngörülen Yeni Hali;
“(6) Türk Ceza Kanununun İkinci Kitap Dördüncü Kısım Dördüncü, Beşinci, Altıncı ve Yedinci Bölümünde tanımlanan suçlar, Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlar ve örgüt faaliyeti kapsamında işlenen suçlar hariç olmak üzere, 31/7/2023 tarihi ve öncesinde işlenmiş suçlar nedeniyle kapalı ceza infaz kurumlarında bulunan hükümlülerden, toplam hapis cezası on yıldan az ise bir ayını, on yıl ve daha fazla ise üç ayını bu kurumlarda geçirip ilgili mevzuat uyarınca açık ceza infaz kurumlarına ayrılmasına üç yıl veya daha az süre kalanlar, bu şartların oluştuğu tarih itibarıyla açık ceza infaz kurumlarına ayrılabilir. Bu hükümlüler ile 31/7/2023 tarihi ve öncesinde işlenmiş suçlar nedeniyle açık ceza infaz kurumlarında bulunan hükümlüler, talepleri hâlinde en az üç ay açık ceza infaz kurumunda kalmış olmak şartıyla ilgili mevzuat uyarınca cezaların denetimli serbestlik tedbiri altında infazı uygulamasından üç yıl erken yararlandırılır.”
D.Ceza Muhakemesi Kanununda Yapılması Öngörülen Değişiklikler
1.Bankalara, Bilişim Suçlarının İşlenmesi Suretiyle Elde Edilen Menfaatin Bulunduğu Hesabı Askıya Alma Yetkisi Verilerek Savcılıkça Yapılacak İşlemler Düzenlenmiştir.
Ceza Muhakemesi Kanununa Eklenmesi Öngörülen Düzenleme;
“(1) Türk Ceza Kanununda yer alan;
a) Nitelikli hırsızlık (madde 142, fıkra iki, bent ),
b) Nitelikli dolandırıcılık (madde 158, fıkra bir, bent f ve 1),
c) Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması (madde 245),
suçlarının işlendiği hususunda makul şüphe bulunması halinde banka, ödeme hizmeti sağlayıcısı veya kripto varlık hizmet sağlayıcısı nezdinde veya bunlar aracılığıyla yapılan ya da yapılmaya teşebbüs edilen işlemlere konu suçta kullanılan her türlü hesabın kırk sekiz saate kadar askıya alınmasına ilgili banka, ödeme hizmeti sağlayıcısı veya kripto varlık hizmet sağlayıcısı tarafından karar verilebilir.
(2) Askıya alma işlemi ve hesap hareketleri, ilgili mali kurum tarafından tüm bilgi ve belgelerle birlikte derhal Cumhuriyet başsavcılığına bildirilir. Askıya alma işlemi ayrıca hesap sahibine de bildirilir. Hesap sahibi, askıya alma işleminin kaldırılması için Cumhuriyet başsavcılığına başvurabilir. Cumhuriyet savcısı, başvuru hakkında yirmi dört saat içinde karar verir.
(3) Askıya alma işlemi tamamlanmadan suça konu menfaatin başka bir mali kuruma transfer edildiğinin tespit edilmesi halinde bu durum, askıya alma işleminin yapılabilmesi için banka, ödeme hizmeti sağlayıcısı veya kripto varlık hizmet sağlayıcısı tarafından ilgili mali kuruma gecikmeksizin bildirilir.
(4) Birinci fıkra uyarınca mali kurum tarafından askıya alınan veya Cumhuriyet savcısının yazılı emri üzerine askıya alınan hesapta bulunan suça konu menfaate hâkim kararı üzerine veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet savcısının yazılı emriyle askıya alma süresi içinde elkonulabilir. Hâkim kararı olmaksızın yapılan elkoyma işlemi yirmi dört saat içinde görevli hâkimin onayına sunulur. Hâkim, kararını elkoymadan itibaren kırk sekiz saat içinde açıklar; aksi halde elkoyma kendiliğinden kalkar. Bu madde hükümlerine göre elkoyma işlemi yapılabilmesi bakımından 128 inci maddede belirtilen rapor alma şartı aranmaz.
(5) Elkonulan suça konu menfaat, suçtan zarar gören mağdura ait olduğunun anlaşılması halinde soruşturma veya kovuşturma evresinde sahibine iade edilir.
(6) Bu madde uyarınca askıya alma işlemine karar veren gerçek ve tüzel kişiler, hukuki bakımdan sorumlu tutulmaz. (7) Yürütülen bir soruşturma veya kovuşturma kapsaminda Cumhuriyet savcısı, hâkim veya mahkeme tarafından banka, ödeme hizmeti sağlayıcısı veya kripto varlık hizmet sağlayıcısından istenilen bilgi veya belgenin on gün içinde fiziki veya elektronik ortamda gönderilmesi zorunludur. İstenilen bilgi veya belgenin gönderilmemesi ya da eksik gönderilmesi halinde Cumhuriyet savcısı tarafından ilgili banka, ödeme hizmeti sağlayıcısı veya kripto varlık hizmet sağlayıcısına elli bin Türk Lirasından üç yüz bin Türk Lirasına kadar idari para cezası verilir.”
2.Yangın, Bina Çökmesi, Toprak Kayması, Çığ Düşmesi, Sel veya Taşkın Tehlikesine Neden Olmak Suretiyle Genel Güvenliğin Tehlikeye Sokulması Suçunda Seri Muhakeme Usulünün Uygulanmayacağı Düzenlenmiştir.
CMK Madde 250’de seri muhakeme usulünün uygulanacağı suçlar sayılmış, genel güvenliğin tehlikeye sokulması suçunda da seri muhakeme usulü öngörülmüştür. Yeni kanun teklifi ile yangın, bina çökmesi, toprak kayması, çığ düşmesi, sel veya taşkın tehlikesine neden olmak suretiyle genel güvenliğin tehlikeye sokulması suçunda seri muhakeme usulünün uygulanmaması öngörülmüştür.
Madde 250’nin Yürürlükteki Hali;
“Soruşturma evresi sonunda aşağıdaki suçlarla ilgili olarak kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilmediği takdirde seri muhakeme usulü uygulanır:
a) Türk Ceza Kanununda yer alan;
Hakkı olmayan yere tecavüz (madde 154, ikinci ve üçüncü fıkra),
Genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması (madde 170),
Trafik güvenliğini tehlikeye sokma (madde 179, ikinci ve üçüncü fıkra),
…. suçları.”
Kanun Teklifi ile Öngörülen Yeni Hali;
“Soruşturma evresi sonunda aşağıdaki suçlarla ilgili olarak kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilmediği takdirde seri muhakeme usulü uygulanır:
a) Türk Ceza Kanununda yer alan;
Hakkı olmayan yere tecavüz (madde 154, ikinci ve üçüncü fıkra),
Genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması (madde 170, birinci ve üçüncü fikra),
Trafik güvenliğini tehlikeye sokma (madde 179, ikinci ve üçüncü fıkra),
…. suçları.”
3.Hem Uzlaştırma Hem de Önödeme Kapsamına Giren Suçların Aynı Anda İşlenmesi Halinde Uzlaştırma Hükümlerinin Uygulanması Öngörülmüştür.
CMK Madde 253’te uzlaştırma kapsamına giren bir suçun, bu kapsama girmeyen bir başka suçla birlikte aynı mağdura karşı işlenmiş olması hâlinde de uzlaştırma hükümlerinin uygulanmayacağı düzenleme altına alınmıştır. Kanun teklifi ile önödeme kapsamına giren bir suç ile uzlaştırma kapsamına giren bir suçun birlikte aynı mağdura karşı işlenmiş olması hâlinde uzlaştırma kapsamındaki suç bakımından uzlaştırma hükümlerinin uygulanacağı kabul edilmiştir. Böylelikle hem uzlaştırma hem de önödeme kurumlarının uygulanması sağlanmak istenmiştir.
Kanun Teklifi ile Öngörülen Yeni Düzenleme;
“Ayrıca önödeme kapsamına giren bir suç ile uzlaştırma kapsamına giren bir suçun birlikte aynı mağdura karşı işlenmiş olması hâlinde uzlaştırma kapsamındaki suç bakımından uzlaşma hükümlerinin uygulanacağı kabul edilmektedir. Böylelikle hem uzlaştırma hem de önödeme kurumlarının uygulanması sağlanmaktadır.”
E.Ceza Mahkemelerinin Görevlerini Belirleyen 5235 Sayılı Kanunda Yapılması Öngörülen Değişiklikler
1.Nitelikli Dolandırıcılık Suçu, Ağır Ceza Mahkemesi Görevinden Çıkarılmıştır.
Madde 12’nin Yürürlükteki Hali;
“Kanunların ayrıca görevli kıldığı hâller saklı kalmak üzere, Türk Ceza Kanununda yer alan yağma (m. 148), irtikâp (m. 250/1 ve 2), resmî belgede sahtecilik (m. 204/2), nitelikli dolandırıcılık (m. 158), (…) dava ve işlere bakmakla ağır ceza mahkemeleri görevlidir. “
Kanun Teklifi ile Öngörülen Yeni Hali;
“Kanunların ayrıca görevli kıldığı hâller saklı kalmak üzere, Türk Ceza Kanununda yer alan yağma (m. 148), irtikâp (m. 250/1 ve 2), resmî belgede sahtecilik (m. 204/2), (…) dava ve işlere bakmakla ağır ceza mahkemeleri görevlidir. “
2.Nitelikli Dolandırıcılık Suçundan Yargılamaya Başlamış Mahkemeler, Görevsizlik Kararı Vermeden Yargılamaya Devam Edecektir.
Kanun Teklifi ile Eklenmesi Öngörülen Yeni Düzenleme;
“GEÇİCİ MADDE 7- Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihte ağır ceza mahkemelerinde görülmekte olan davalarda veya istinaf ya da temyiz kanun yolu incelemesinde bulunan dosyalarda nitelikli dolandırıcılık (m. 158) suçlarına bakan mahkemenin görevinin bu maddeyi ihdas eden Kanunla değiştiği gerekçesiyle görevsizlik veya bozma kararı verilemez. Bu davalara kesin hükümle sonuçlandırılıncaya kadar bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önceki göreve ilişkin kurallara göre bakılmaya devam olunur.”
3.Bölge Adliye Mahkemelerinin, İstinaf İncelemesinde Kesin Hukuka Aykırılık Tespit Etmesi Halinde Karar Vermek Üzere Dosyayı İlk Derece Mahkemesine İade Etmesi Düzenlenmiştir.
Halihazırda yürürlükte bulunan CMK Madde 280/1/e gereği Bölge Adliye Mahkemesi, istinaf incelemesinde ilk derece mahkemesinin kararının yeterli gerekçeyi içermediğini veya sanığın savunma hakkının kısıtlandığını tespit ederse ilk derece mahkemesinin kararını kaldırmakta ve bizzat daire karar vermektedir. Kanun teklifinde öngörülen düzenleme ile Bölge Adliye Mahkemelerinin iş yükünün azaltılması planlanmış ve tüm kesin hukuka aykırılık hallerinde bozma kararı verip dosyayı ilk derece mahkemesine göndermesi öngörülmüştür.
Madde 280’in Yürürlükteki Hali;
“İlk derece mahkemesinin kararında 289 uncu maddenin birinci fıkrasının (g) ve (h) bentleri hariç diğer bentlerinde belirtilen bir hukuka aykırılık nedeninin bulunması hâlinde hükmün bozulmasına ve dosyanın yeniden incelenmek ve hükmolunmak üzere hükmü bozulan ilk derece mahkemesine veya kendi yargı çevresinde uygun göreceği diğer bir ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilir.”
Kanun Teklifi ile Öngörülen Yeni Hali;
“İlk derece mahkemesinin kararında 289 uncu maddede belirtilen bir hukuka aykırılık nedeninin bulunması hâlinde hükmün bozulmasına ve dosyanın yeniden incelenmek ve hükmolunmak üzere hükmü bozulan ilk derece mahkemesine veya kendi yargı çevresinde uygun göreceği diğer bir ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilir.”
F.İcra İflas Kanununda Yapılması Öngörülen Değişiklikler
1.İhalenin Feshi Sürecinin Sürüncemede Kalmaması için Önlemler Alınmıştır.
İcra İflas Kanunu madde 134’te ihalenin feshini kimlerin talep edebileceği, bu taleplerin mahkemece nasıl değerlendirileceği hüküm alına alınmıştır. Kanun teklifi ile ihalenin feshi sürecinin daha hızlı ilerlemesi için birtakım değişiklikler öngörülmüştür.
Madde 134’ün Yürürlükteki Hali;
“… (2) İhalenin feshini, 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 281 inci maddesinde yazılı sebepler de dâhil olmak üzere yalnız satış isteyen alacaklı, borçlu, mahcuzun resmî sicilinde kayıtlı olan ilgililer ve sınırlı ayni hak sahipleri ile pey sürmek suretiyle ihaleye iştirak edenler yurt içinde bir adres göstermek koşuluyla icra mahkemesinden şikâyet yolu ile ihale tarihinden itibaren yedi gün içinde isteyebilirler.
…..
(4) Satış isteyen alacaklı, borçlu, resmî sicilde kayıtlı ilgililer ile sınırlı ayni hak sahipleri dışında kalan kişilerce yapılan ihalenin feshi talebinde, talepte bulunulurken, ilgili kişilerin muhtemel zararına karşılık olmak üzere ihale bedelinin yüzde beşi oranında teminat gösterilmesi şarttır. …”
Kanun Teklifi ile Öngörülen Yeni Hali;
“… (2) İhalenin feshini, 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 281 inci maddesinde yazılı sebepler de dâhil olmak üzere yalnız satış isteyen alacaklı, borçlu, mahcuzun resmî sicilinde kayıtlı olan ilgililer ve sınırlı ayni hak sahipleri ile pey sürmek suretiyle ihaleye iştirak edenler yurt içinde bir adres göstermek koşuluyla icra mahkemesinden şikâyet yolu ile ihale tarihinden itibaren yedi gün içinde isteyebilirler. Belirtilen kişiler dışında kalan kişilerce ihalenin feshi talep edilmesi halinde mahkemece ihalenin feshi talebi dosya üzerinden ve kesin olarak reddedilir.
(4)Satış isteyen alacaklı, borçlu, resmî sicilde kayıtlı ilgililer ile sınırlı ayni hak sahipleri dışında kalan kişilerce yapılan ihalenin feshi talebinde, talepte bulunulurken, ilgili kişilerin muhtemel zararına karşılık olmak üzere ihale bedelinin yüzde beşi oranında teminat gösterilmesi şarttır. Teminatın veya üçüncü fıkra uyarınca yatırılması gereken harcın yatırılmaması veya eksik yatırılması suretiyle ihalenin feshinin talep edilmesi hâlinde mahkeme tebliğ edeceği muhtırada, iki haftalık kesin süre içinde teminatın veya harcın ikmal edilmesini, aksi hâlde ihalenin feshi talebinin dosya üzerinden kesin olarak reddedileceğini bildirir. Mahkeme, süresi içinde teminat veya harç ikmal edilmediği takdirde derhal ihalenin feshi talebini reddeder.”
2.Borçlunun Mal Kaçırması Durumunda, Tasarrufun İptali Davasına Konu Edilebilecek Tasarrufların Kapsamı Yeniden Düzenlenmiştir.
İcra İflas Kanunu madde 278’de borçlunun mal kaçırması durumunda, tasarrufun iptali davasına konu edilebilecek tasarrufların neler olduğu düzenlenmiştir. İlgili maddede Anayasa Mahkemesinin verdiği iptal kararları nedeniyle kapsam oldukça daralmıştır. Yeni yapılan düzenleme ile Anayasa Mahkemesi kararları da gözetilerek tasarrufun iptali davasının kapsamı yeniden düzenlenmiştir.
Madde 278’in Yürürlükteki Hali;
“Mûtat hediyeler müstesna olmak üzere, hacizden veya haczedilecek mal bulunmaması sebebiyle acizden yahut iflasın açılmasından haczin veya aciz vesikası verilmesinin sebebi olan yahut masaya kabul olunan alacaklardan en eskisinin tesis edilmiş olduğu tarihe kadar geriye doğru olan müddet içinde yapılan bütün bağışlamalar ve ivazsız tasarruflar batıldır.
Ancak, bu müddet haciz veya aciz yahut iflastan evvelki iki seneyi geçemez.
Aşağıdaki tasarruflar bağışlama gibidir.
- füru, arasında yapılan ivazlı tasarruflar,
- Akdin yapıldığı sırada, kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği akitler,
- Borçlunun kendisine yahut üçüncü bir şahıs menfaatine kaydı hayat şartiyle irat ve intifa hakkı tesis ettiği akitler ve ölünceye kadar bakma akitleri.”
Kanun Teklifi ile Öngörülen Yeni Hali;
“Alışılmış hediyeler dışında, geçici veya kesin aciz belgesinin ya da aciz belgesi niteliğinde olan haciz tutanağının düzenlendiği yahut iflasın açıldığı tarihten önceki bir yıl içinde yapılan bütün bağışlamalar ve ivazsız tasarruflar iptale tabidir. Aşağıdaki tasarruflar bağışlama sayılır:
a) Yapılan tasarrufların gerçek değere uygun olarak ivazlı olduğu ispatlanmadıkça altsoy ve üstsoy, üçüncü derece dâhil kan hısımları, son bir yıl içinde evlilik birliği sona ermiş olsa bile eşi ve üçüncü derece dâhil kayın hısımları, evlat edinenle evlatlık, ortak konutta yaşayan kişiler arasında yapılan tasarruflar.
b) Aksi ispatlanmadıkça, sözleşmenin yapıldığı sırada, kendi verdiği şeyin gerçek değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyatla kabul ettiği sözleşmeler.
c) Uygun bir karşılığın sağlandığı ispatlanmadıkça, borçlunun kendisine veya üçüncü bir kişi yararına ömür boyu gelir sözleşmesi ya da intifa hakkı tesis ettiği sözleşmeler yahut ölünceye kadar bakma sözleşmeleri.”
G.5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununda Yapılması Öngörülen Değişiklik
Prim ödeme yükümlüsü kendisi olan vatandaşlara ödeme kolaylığı öngörülmüştür.
Yeni kanun teklifi ile zorunlu genel sağlık sigortası prim borçlarını ödeyemeyen sigortalıların, kamuya olan borç yüklerini hafifletmek ve sağlık hizmetlerine erişimlerini kolaylaştırmak amacıyla düzenleme yapılması öngörülmüştür.
Kanun Teklifi ile Eklenmesi Öngörülen Düzenleme;
“Bu Kanunun 60 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi kapsamında 1/1/2016 tarihinden önceye ait olup ödenmemiş genel sağlık sigortası primleri ile gecikme cezası ve gecikme zammı gibi feri alacaklarının tamamının tahsilinden vazgeçilir. Bu maddenin yayımlandığı tarihe kadar söz konusu süreler için ödenmiş olan primler iade ve mahsup edilmez.”
H.5651 Sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınlara İlişkin Kanun’da Yapılması Öngörülen Değişiklikler
Kişilik Haklarını İhlal Eden İçeriklere Dair Başvuru Yolu Yeniden Düzenleme Altına Alınmıştır.
5651 Sayılı Kanun Madde 9’da yer alan kişilik haklarını ihlal eden içeriklere erişimin engellenmesi ve içeriğin çıkarılmasına dair düzenleme Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmişti. Anayasa Mahkemesi 11/10/2023 tarihli ve E: 2020/76; K: 2023/172 sayılı kararıyla; 9 uncu maddeyle ifade özgürlüğüne getirilen müdahalenin hukuki güvenlik ve belirlilik ölçütleri bağlamında birtakım tereddütlere yol açtığını ve kapsamı ile sınırlarının belirli olmadığını belirterek maddenin iptaline karar vermişti. Bu kapsamda kanun teklifi ile yeni bir düzenleme yapılması öngörülmektedir. Yeni düzenleme ile yayın içeriği nedeniyle kişilik haklarının ihlal edildiğini iddia eden kişiler tarafından içeriğin çıkarılması ve/veya erişimin engellenmesi amacıyla sulh ceza hâkimliğine başvurulması, sulh ceza hâkimliğince ayrıntılı bir inceleme yapılmasına gerek olmaksızın ihlalin ilk bakışta anlaşılabildiği hâllerde yirmi dört saat içinde içeriğin çıkarılması ve/veya erişimin engellenmesi kararı verileceği kabul edilmektedir. Buna göre sulh ceza hâkimliği, ihlalin ilk bakışta anlaşılabildiği durumlarda kademeli olarak içeriğin çıkarılması ve/veya erişimin engellenmesi kararı verecek, ayrıntılı bir inceleme yapılmasına gerek olmaksızın ihlalin ilk bakışta anlaşılamadığı hâllerde ise başvuruyu reddedecektir. Düzenlemeyle, sulh ceza hâkimliklerince verilen kararlara karşı 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu hükümlerine göre itiraz yoluna gidilebileceği kabul edilmektedir. Bununla birlikte, kararına itiraz edilen hâkim veya itirazı incelemeye yetkili merciin gerekli görmesi halinde tarafları dinleyebilmesine de imkân tanınmaktadır. Diğer yandan, içeriğin çıkarılması kararlarının etkili şekilde uygulanabilmesi bakımından; Türkiye’den günlük erişimi on milyondan fazla olan yurt dışı kaynaklı sosyal ağ sağlayıcılara yönelik de düzenleme yapılmaktadır.
Kanun Teklifi ile Eklenmesi Öngörülen Düzenleme;
“Kişilik haklarının ihlal edilmesi
MADDE 9
(1) Yayın içeriği nedeniyle kişilik haklarının ihlal edildiğini iddia eden kişiler tarafından içeriğin çıkarılması ve/veya erişimin engellenmesi amacıyla sulh ceza hâkimliğine başvurulabilir.
(2) Sulh ceza hâkimliğince, ayrıntılı bir inceleme yapılmasına gerek olmaksızın ihlalin ilk bakışta anlaşılabildiği hâllerde yirmi dört saat içinde içeriğin çıkarılması ve/veya erişimin engellenmesi kararı verilir.
(3) Yayın içeriği nedeniyle kişilik haklarının ihlal edildiğini iddia eden kişilerin talep etmesi durumunda sulh ceza hâkimliğince, ayrıntılı bir inceleme yapılmasına gerek olmaksızın ihlalin ilk bakışta anlaşılabildiği hâllerde başvuranın adının ihlale konu internet adresleriyle ilişkilendirilmemesine karar verilir. Kararda bildirim yapılacak arama motorlarına yer verilir.
(4) Ayrıntılı bir inceleme yapılmasına gerek olmaksızın ihlalin ilk bakışta anlaşılamadığı hâllerde başvuru reddedilir.
(5) Sulh ceza hâkimi, bu madde kapsamında yalnızca ihlalin gerçekleştiği yayın ile sınırlı olarak karar verir. İnternet sitesinde yapılan yayının tümüne yönelik erişimin engellenmesine karar verilemez. Ancak, URL adresi belirtilerek içeriğe erişimin engellenmesi yöntemiyle ihlalin engellenemeyeceğine dair kanaat oluşması veya içeriğin çıkarılması kararının gereğinin yerine getirilmemiş olması hâlinde, gerekçesi açıkça belirtilmek kaydıyla internet sitesinde yapılan yayının tümüne yönelik erişimin engellenmesine karar verilebilir.
(6) Sulh ceza hâkimi tarafından verilen karar, erişim sağlayıcılar ile ilgili içerik ve yer sağlayıcılara bildirilmek üzere doğrudan Birliğe gönderilir. Bu karar, Birlik tarafından erişim sağlayıcılar ile ilgili içerik ve yer sağlayıcılara bildirilir. Bildirim üzerine kararın gereği derhâl ve en geç dört saat içinde yerine getirilir.
(7) Bu madde kapsamında verilen karara konu kişilik hakkının ihlaline ilişkin yayının başka internet adreslerinde de yayınlanması durumunda ilgili kişi tarafından Birliğe müracaat edilerek, kararın bu adresler için de uygulanması talep edilebilir. Talebin Birlik tarafından kabul edilmesi halinde mevcut karar bu adresler için de uygulanır. Talebin Birlik tarafından kabulüne karşı kararı veren hâkimliğe itiraz edilebilir. İnternet sitesindeki yayının tümüne yönelik erişimin engellenmesi kararlarında bu fikra hükmü uygulanmaz.
(8) Erişimin engellenmesine konu içeriğin çıkarılmış olması durumunda hâkim kararı kendiliğinden hükümsüz kalır. İnternet sitesinin tümüne yönelik verilen erişimin engellenmesi kararına konu içeriğin çıkarılmış olması durumunda ise ilgilinin talebi üzerine kararı veren sulh ceza hâkimliği tarafından karar kaldırılır.
(9) Bu madde uyarınca sulh ceza hâkimliklerince verilen kararlara karşı 5271 sayılı Kanun hükümlerine göre itiraz yoluna gidilebilir. Kararına itiraz edilen hâkim veya itirazı incelemeye yetkili merci gerekli görmesi halinde tarafları dinleyebilir.
(10) Bu madde uyarınca verilen kararların gereğini yerine getirmeyen erişim sağlayıcılar ile ilgili içerik ve yer sağlayıcının sorumluları bin günden beş bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır.
(11) Bu madde uyarınca verilen içeriğin çıkarılması kararının gereğinin Türkiye’den günlük erişimi on milyondan fazla olan yurt dışı kaynaklı sosyal ağ sağlayıcı tarafından yerine getirilmemesi durumunda ilgili kişi tarafından yapılan müracaat üzerine Birlik, kararın uygulanmasını sağlamak için sosyal ağ sağlayıcıya yeniden bildirimde bulunur. Bildirime rağmen kararın gereğinin yirmidört saat içinde yerine getirilmemesi durumunda ilgili kişi tarafından sosyal ağ sağlayıcının internet trafiği bant genişliğinin yüzde elli oranında daraltılması için kararı veren sulh ceza hâkimliğine başvurulabilir. Başvurunun kabulüne ilişkin hâkim kararının uygulanmasından itibaren otuz gün içinde içeriğin çıkarılmaması halinde ilgili kişi tarafından sosyal ağ sağlayıcının internet trafiği bant genişliğinin yüzde doksan oranına kadar daraltılması için kararı veren sulh ceza hâkimliğine başvurulabilir. Hâkim ikinci başvuru üzerine vereceği kararında, yüzde elliden düşük olmamak kaydıyla, sunulan hizmetin niteliğini de dikkate alarak daha düşük bir oran belirleyebilir. Hâkim tarafından verilen kararlar erişim sağlayıcılara bildirilmek üzere Birliğe gönderilir. Kararların gereği, bildirimden itibaren derhâl ve en geç dört saat içinde erişim sağlayıcılar tarafından yerine getirilir. İçeriğin çıkarılması kararının gereğinin yerine getirilmesi halinde ilgilinin talebi üzerine kararı veren sulh ceza hâkimliği tarafından internet trafiği bant genişliğinin daraltılmasına ilişkin karar kaldırılır.”
I.Avukatlık Kanununda Yapılması Öngörülen Değişiklikler
1.Avukatların Hangi Fiillerine Hangi Disiplin Cezalarının Verileceği Düzenleme Altına Alınmıştır.
2.Avukatların Disiplin Cezası Gerektiren Fiillerinin Tekrarı Halinde Verilecek Cezanın Ağırlaştırılacağı Düzenleme Altına Alınmıştır.
3.Avukatlara Verilecek Disiplin Cezalarının Zamanaşımı Süresi Düzenleme Altına Alınmıştır.
4.Avukatlara Verilen Disiplin Cezalarının Uygulanmasından İtibaren 5 Yıl Geçtikten Sonra Sicilden Sildirilmesi Düzenleme Altına Alınmıştır.
Av.Meryem KILIÇ
Av.Yalçın TORUN
Uyarı; Web sitemizde yayımlanan yukarıdaki yazılı metnin, eser sahipliği hakları Av.Meryem KILIÇ ve Av.Yalçın TORUN’a aittir. Bu yazılı metin hak sahipliğinin tespiti amacıyla zaman içerikli elektronik imza ile muhafaza edilmektedir. Sitemizdeki yazılı metinler avukat meslektaşlarımız tarafından dilekçelerinde serbestçe kullanılabilir, fakat metinlerin tamamının, bir kısmının veya özetinin atıf yapılmaksızın başka web sitelerinde yayınlanmasına iznimiz yoktur.
