Kasten Yaralama Suçunda Diş Kırılması, Nitelikli Haller Kapsamına Girer mi? Kemik Kırılması Sayılır mı?

 

A.Giriş

Kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler, mağdurun uğradığı zararların türüne göre cezanın ağırlığını belirleme amacı güder. Bu kapsamda kemik kırığı, Türk Ceza Kanunu’nun 87. maddesinde ceza artırımı nedeni olarak açıkça düzenlenmiştir. Ancak uygulamada tartışma konusu olan diş kırılmasının bu kapsamda değerlendirilip değerlendirilmeyeceğidir. Bu makalede diş kırığı, kemik kırığı olarak kabul edilebilir mi? sorusu; TCK hükümleri, Yargıtay içtihatları ve Adli Tıp uygulamaları bağlamında ayrıntılı biçimde incelenecektir.

B.KASTEN YARALAMA SUÇUNDA KEMİK KIRIĞI

5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 86. maddesi, kasten yaralama suçunun temel halini düzenlerken, 87. maddesi ise neticeye bağlı ağırlaştırıcı nedenleri belirlemektedir. TCK m. 87/3 hükmüne göre:

“Kasten yaralamanın vücutta kemik kırılmasına veya çıkığına neden olması halinde, yukarıdaki maddeye göre belirlenen ceza, kırık veya çıkığın hayat fonksiyonlarındaki etkisine göre, yarısına kadar artırılır.”

Bu düzenlemeye göre kemik kırığının oluşması yaralamanın ağırlığını arttıran bir neden olarak sayılmakta ve bu neticenin gerçekleşmesi sonucunda mahkemeye cezayı arttırma yetkisi tanımaktadır. TCK 87/3 e göre ceza verilebilmesi için de kırılan yapının ‘kemik’ olarak kabul edilip edilmediği netleşmelidir. Bu kapsamda diş kırıklarının kemik kırılması kapsamında sayılıp sayılmayacağı incelenecektir.

C. DİŞİN HUKUKİ VE ANATOMİK İNCELEMESİ

Diş, çene kemiğiyle bağlantılı, kalsifiye dokulardan oluşan bir yapı olsa da, klasik anlamda bir “kemik” değildir. Dişler; mine (enamel), dentin ve pulpa gibi farklı yapısal özelliklere sahiptir. Bu anatomik fark, dişin kemikten ayrı bir doku olarak değerlendirilmesine neden olmaktadır. Tıbbi sınıflandırmalarda da diş, vücuttaki iskelet sisteminin parçası olan kemiklerden ayrı olarak tanımlanır. Dolayısıyla, ceza hukukunda “kemik kırığı” denildiğinde, bu kavramın dişi doğrudan kapsamadığı kabul edilmektedir.

Adli Tıp Kurumu’nun “TÜRK CEZA KANUNU’NDA TANIMLANAN YARALAMA SUÇLARININ ADLİ TIP AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ” nde dişle ilgili iki bölüm halinde yer vermiş ve Diş kayıpları (implant veya süt dişleri dahil), BTM(Basit tıbbi müdahale) ile giderilemez ve Dişlerde subluksasyon (implant dahil), tüm parsiyel diş kırıkları (mine, dentin, pulpa) BTM ile giderilemez kapsamında düzenlemiştir. Bazı somut olaylarda diş hasarı veya kayıplarını BTM ile giderilebilir tespiti yapılsa da Adli Tıp Kurumu değerlendirmesinde bu ifadelere yer vermiştir.

 D.YARGITAY’IN YERLEŞİK GÖRÜŞÜ

Yargıtay Ceza Daireleri, özellikle 3. Ceza Dairesi, diş kırıklarının kemik kırığı sayılamayacağına dair tutarlı ve istikrarlı içtihatlar geliştirmiştir. Mahkemelerce diş kırıklarının TCK m. 87/3 kapsamında değerlendirilerek ceza artırımı yapılması, Yargıtay tarafından sıklıkla bozma nedeni sayılmaktadır.

Örnek Yargıtay içtihat kararları şunlardır;

  • Yargıtay 3. Ceza Dairesi, 14.07.2020 tarihli ve 2020/4467 E., 2020/9661 K. sayılı kararındaAdli Tıp uygulamalarına ve Dairemizin yerleşik içtihatlarına göre; diş kırığının kemik kırığı olarak değerlendirilemeyeceği gözetilmeksizin, sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nin 86/1. maddesi uyarınca belirlenen cezadan 5237 sayılı TCK’nin 87/3. maddesi gereğince artırım yapılması suretiyle fazla ceza tayini” bozma nedeni sayılmıştır.
  • Yargıtay 3. Ceza Dairesi, 10.02.2015 tarihli ve 2014/29879 E., 2015/4787 K. sayılı kararında Kabule göre de; Adli Tıp uygulamalarına göre diş kırılmasının, kemik kırığı niteliğinde kabul edilmediği gözetilmeden sanıklar hakkında mağdur K.. Ç..’a yönelik kasten yaralama suçundan kurulan hükümde TCK’nin 87/3. maddesinin uygulanamayacağının gözetilmemesi ” bozma nedeni sayılmıştır.
  • Yargıtay 3. Ceza Dairesi, 14.06.2016 tarihli ve 2015/33241 E., 2016/14136 K. sayılı kararında Müşteki …’da oluşan diş kırıklarının, kemik kırığı sayılamayacağı gözetilmeden, sanıklara TCK’nin 86/1. maddesi gereğince tayin olunan temel cezaların, kemik kırıldığından bahisle TCK’nin 87/3. maddesi uyarınca (1/4) oranında artırılması suretiyle sanıklar hakkında fazla ceza tayin edilmesi ” hukuka aykırı bulunmuştur.
  • Yargıtay 3. Ceza Dairesi, 25.01.2021 tarihli ve 2020/16789 E., 2021/1852 K. sayılı kararında Adli Tıp uygulamalarına göre, diş kırığının kemik kırığı olarak değerlendirilemeyeceği gözetilmeksizin, katılan sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nin 86/2.,86/3-e. maddeleri uyarınca belirlenen cezadan 5237 sayılı TCK’nin 87/3. maddesi gereğince artırıma gidilmek suretiyle fazla ceza tayini “ bozma nedeni sayılmıştır.

Görüleceği üzere Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına göre neticenin TCK 87/3 kapsamında kemik kırılması sayılması için klasik anlamda bir kemik üzerinde kırık oluşması gerekmektedir. Diş bu kapsam dışında sayılmıştır.

 E.ADLİ TIP KURUMUNUN GÖRÜŞÜ

Adli Tıp Kurumu’nun görüşüne göre diş kırığı kemik kırılması sayılmayacak olup, genel olarak TCK 86/1 kapsamında Basit Tıbbi Müdahale (BTM) ile giderilemeyecek bir yaralama olarak kabul edilecektir. Bu durum da temel cezanın belirlenmesinde TCK 61. madde uyarınca alt sınırdan uzaklaşma nedeni olarak kabul edilecektir.

Bununla birlikte, diş kaybının çene kemiğiyle birlikte travmatik olarak gerçekleştiği, yani kırığın çene kemiğine uzandığı özel durumlarda, Adli Tıp raporunda “kemik kırığı niteliğinde” olduğuna dair açık bir ifade bulunuyorsa, bu rapor esas alınarak cezada artırım yapılması mümkündür. Ancak bu durumlar istisnai olup, genel uygulama bu yönde değildir.

F.DİŞ KIRIKLARININ CEZA MİKTARINA ETKİSİ

Diş kırıkları kemik kırığı sayılmasa da, mağdurun uğradığı zararın ciddiyetine göre TCK m. 86/1 kapsamında ceza verilirken, TCK m. 61 uyarınca hâkim, fiilin ağırlığını, mağdurda bıraktığı izleri ve kalıcı etkileri dikkate alarak cezanın alt sınırından uzaklaşabilir. Özellikle çiğneme işlevinin bozulması, estetik kayıp, psikolojik travma, dişin kalıcı olarak kaybı veya implant gereksinimi gibi sonuçlar söz konusuysa, hâkim bu hususları dikkate alarak, temel cezada yükseltici takdir kullanabilir.

Bu durumlar söz konusuysa TCK 87/3 kapsamında bir ceza arttırımı uygulanmayacak olup TCK 86 kapsamında değerlendirilecek ve hakimin takdirine göre alt sınırdan uzak ceza verilebilecektir.

G. DİŞ KIRILMASI FİİLİNİN TAKİBİ ŞİKAYETE BAĞLI MIDIR ?

Diş kırılması, yüz bölgesinde kalıcı iz veya fonksiyon kaybı yarattığı için, “yüzde sabit iz bırakma” kapsamında değerlendirilebilir. Bu durumda suç şikayete bağlı değildir ve takibi resen yapılır

Eğer diş kırılması sonucunda sürekli konuşma bozukluğu, çiğneme veya estetik kayıplar gibi ciddi sonuçlara yol açtıysa, TCK 87 kapsamında kasten yaralamanın  ‘Neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama’ kapsamında değerlendirilecektir. Bu madde kapsamında daha ağır ceza verilecektir ve yine takibi için şikayet aranmayacaktır.

Sonuç olarak;

  • Basit diş sızısı veya geçici zarar var ise; TCK 86/2 kapsamında değerlendirilecek ve takibi şikayete bağlı olacaktır
  • Diş kırılması ve sabit iz bırakması durumunda; TCK 86/1 kapsamında takibi şikayete bağlı değildir
  • Daha ağır neticeler durumunda da takibi şikayete bağlı değildir.

H. DİŞ KIRILMASI FİİLİ UZLAŞTIRMA KAPSAMINDA MIDIR ?

  • Yumruk sonucu geçici ağrı, diş sallanması gibi hafif zararlar da TCK 86/2 kapsamında basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek durumlar olup Uzlaştırmaya tabidir.
  • Diş kırılması neticesinde ise özellikle de yüzde sabit iz bırakması, çiğneme/konuşma fonksiyonlarında bozukluk oluşturması durumlarında, TCK 86/1 ve TCK 87 kapsamlarında değerlendirilecek olup Uzlaştırmaya tabi değildir.

I.SONUÇ

Yukarıda açıklandığı üzere, diş kırıkları, Türk Ceza Kanunu’nun 87. maddesi kapsamında kemik kırığı sayılmamaktadır. Yargıtay ve Adli Tıp Kurumu’nun yerleşik uygulamaları da birbiriyle uyumlu olarak bunu göstermektedir. Bu nedenle, sadece diş kırığına dayalı olarak TCK m. 87/3 hükmü uygulanamaz.

 

Stj.Av.Hasan SEVİNÇ

Av.Yalçın TORUN

Uyarı; Web sitemizde yayımlanan yukarıdaki yazılı metnin, eser sahipliği hakları Stj.Av.Hasan SEVİNÇ,  ve Av.Yalçın TORUN’a aittir. Bu yazılı metin hak sahipliğinin tespiti amacıyla zaman içerikli elektronik imza ile muhafaza edilmektedir. Sitemizdeki yazılı metinler avukat meslektaşlarımız tarafından dilekçelerinde serbestçe kullanılabilir, fakat metinlerin tamamının, bir kısmının veya özetinin atıf yapılmaksızın başka web sitelerinde yayınlanmasına iznimiz yoktur.

 

Scroll to Top