Kolluk Kuvvetleri (Emniyet Genel Müdürlüğü, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı) Personeli ve Türk Silahlı Kuvvetleri Personelinin Kişisel Verilerin Paylaşılması Nedeniyle Meslekten Çıkarılması/İlişiğinin Kesilmesi
1.Giriş
Kolluk kuvvetleri (Emniyet Genel Müdürlüğü, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı) personeli ve Türk Silahlı Kuvvetleri personeli, görevlerinin niteliği gereği kamu düzeni, milli güvenlik ve bireylerin temel haklarının korunması gibi kritik sorumluluklar üstlenmektedir. Bu görevlerin icrasında, özellikle kişisel verilerin korunması (Anayasa m.20/3 ve 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu çerçevesinde) büyük önem taşır.
Hukuka aykırı veri paylaşımı, yalnızca cezai veya idari sorumluluk doğurmakla kalmaz; aynı zamanda disiplin hukuku bakımından en ağır yaptırım olan meslekten çıkarma cezasına da yol açabilmektedir.
Bu makalede, 7068 sayılı Kanun ve 6413 sayılı Kanun çerçevesinde, kişisel verilerin paylaşılması fiili sebebiyle meslekten çıkarma cezasının, şartları, mevzuatta yer alan düzenlemeler ve sonuçları detaylı olarak incelenecektir.
2.7068 sayılı Kanun kapsamındaki Personel İçin İlgili Mevzuatın Genel Çerçevesi
2.1. 7068 Sayılı Kanun Kapsamında Kolluk Personelinin Meslekten Çıkarma Cezasını Gerektiren Kişisel Verileri Yayma Disiplin Suçu Düzenlemesi
7068 sayılı Kanun, emniyet, jandarma ve sahil güvenlik personelinin disiplin hükümlerini düzenler. 7068 sayılı Kanun m.8/6- z bendinde yer alan düzenleme şu şekildedir ;
“z) Hukuka aykırı olarak kişiler arasındaki haberleşmenin gizliliğini ihlal etmek, kişiler arasındaki haberleşme içeriklerini ifşa etmek, kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaları taraflardan herhangi birinin rızası olmaksızın kaydetmek, kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaların kaydedilmesi suretiyle elde edilen verileri ifşa etmek, kişilerin özel hayatının gizliliğini ihlal etmek, kişilerin özel hayatına ilişkin görüntü veya sesleri ifşa etmek, kişisel verileri kaydetmek, kişisel verileri bir başkasına vermek, yaymak veya ele geçirmek, kanunların belirlediği sürelerin geçmiş olmasına karşın verileri sistem içinde yok etmekle yükümlü olduğu halde bu görevini kasıtlı olarak yerine getirmemek, gerçeğin meydana çıkmasını engellemek amacıyla suç delillerini yok etmek, silmek, gizlemek, değiştirmek veya bozmak, sayılan fiilleri emir vererek yaptırmak.
aa) Yetkili olmadığı halde hukuka aykırı olarak elektronik ortamda veya bilgisayar loglarında kişisel verilerle ilgili sorgulama yapmak, bu şekilde elde edilen bilgileri paylaşmak veya yayın yoluyla duyurmak, log kayıtlarını değiştirmek veya silmek. bb) Görevi gereği öğrendiği veya edindiği kişisel bilgi veya belgeleri yetkisiz kişilerle paylaşmak ya da basın ve yayın kuruluşlarına veya diğer iletişim kanallarına vermek.”
Fiili doğrudan meslekten çıkarma cezasını gerektiren haller arasında yer almaktadır. Fiilin ağırlığı ve kamu hizmetine olan güveni zedelemesi sebebiyle, burada herhangi bir kademeli ceza öngörülmemiş; suçun sabit olması halinde doğrudan meslekten çıkarma uygulanmaktadır.
2.2. Jandarma Personelinin Kişisel Verileri Yayma Suçu Sonucu Meslekten Çıkarılmasına Sebep Olan Durum
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu m.136 da yer alan “verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme” suçu düzenlemesine göre
“Kişisel verileri, hukuka aykırı olarak bir başkasına veren, yayan veya ele geçiren kişi, iki yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.”
Bu maddeden hapis cezası alan bir Jandarma Genel Komutanlığında görevli subay, astsubay ve uzman jandarmaların en az 2 yıl hapis cezası alacağı için 2803 sayılı Kanun m.15-e ye göre görevleriyle ilişikleri kesilecektir. Söz konusu düzenleme şu şekildedir;
“Ertelenmiş, seçenek yaptırımlara çevrilmiş, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiş, affa uğramış veya 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 53 üncü maddesinde belirtilen süreler geçmiş olsa bile; Devletin güvenliğine karşı suçlar, Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, milli savunmaya karşı suçlar, Devlet sırlarına karşı suçlar ve casusluk, zimmet, irtikâp, rüşvet, iftira, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama veya kaçakçılık suçlarından ya da kasten işlenen bir suçtan dolayı bir yıl veya daha fazla süreyle hapis cezasına mahkûm olan Jandarma Genel Komutanlığında görevli subay, astsubay ve uzman jandarmaların Komutanlıkla ilişikleri İçişleri Bakanının onayı ile kesilir.”
TCK m.136 Kişisel verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçu yalnızca kasten işlenebilen bir suç olduğu için ve her halükarda 1 yıldan fazla hapis cezası sonucu doğuracağı için bu suçtan hapis cezası alan Jandarma Genel Komutanlığında görevli subay, astsubay ve uzman jandarmaların 2803 s. Kanun m.15-e ye göre göreviyle ilişiği kesilecektir.
3.Türk Silahlı Kuvvetleri Personelinin Kişisel Verileri Yayma Suçu Sebebiyle Silahlı Kuvvetlerden Çıkarma Cezasını Gerektiren Durumlar
Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Disiplin Kanunu ile Askeri Ceza Kanunu’nda kişisel verilerin yayılmasına ilişkin özel bir düzenleme bulunmamakla birlikte, bu fiilin mahiyeti itibarıyla ilgili kanunlardaki bazı hükümler kapsamında değerlendirilerek personelin TSK ile ilişiğinin kesilmesine neden olabilecek sonuçlar doğurabildiği görülmektedir.
Öncelikle 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu m.136 da yer alan “verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme” suçu düzenlemesine göre “Kişisel verileri, hukuka aykırı olarak bir başkasına veren, yayan veya ele geçiren kişi, iki yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.”
Anılan suç kapsamında yargılanıp, cezalandırılmasına karar verilen perssonellerin durumun statülerine göre irdelenmesinde fayda vardır;
a. 3269 s. Uzman Erbaş Kanununda Yer Alan Düzenleme
3269 S. Uzman Erbaş Kanunu m.12/3-c bendine göre;
“c) Taksirli suçlar hariç olmak üzere diğer suçlardan adlî veya askerî mahkemeler tarafından otuz günden daha fazla süreli hürriyeti bağlayıcı bir ceza ile mahkûm olanların”
“Sözleşmeleri feshedilmek suretiyle Türk Silâhlı Kuvvetleri ile ilişikleri kesilir.
Her ne sebeple olursa olsun, sözleşmesi feshedilerek Türk Silâhlı Kuvvetleri ile ilişiği kesilen uzman erbaşlar, tekrar Türk Silâhlı Kuvvetlerine alınmazlar.”
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 136. maddesinde düzenlenen ‘verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme’ suçu bakımından, cezanın alt sınırının 2 yıl hapis cezası olması nedeniyle, bu suçtan mahkûmiyet halinde ilgili personelin her halükarda sözleşmesi feshedilerek Türk Silahlı Kuvvetleri ile ilişiği kesilmektedir.
b.6191 s. Sözleşmeli Erbaş ve Er Kanununda Yer Alan Düzenleme
6191 s. Sözleşmeli Erbaş ve Er Kanunu m.3/3-e bendine göre;
“e) Taksirli suçlar hariç olmak üzere bir suçtan bir ay veya daha fazla hapis cezası ile mahkûm olmamak”
Sözleşmeli erliğe kabul için aranan nitelikler arasında, belirli suçlardan mahkûm olmamış olmak şartı da yer almaktadır. Bu kapsamda, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 136. maddesi kapsamında mahkûmiyet kararı bulunan sözleşmeli erbaş veya erler, artık sözleşmeli erliğe ilişkin temel şartları taşımadıklarından, sözleşmelerinin feshedilmesi ve Türk Silahlı Kuvvetleri ile ilişiklerinin kesilmesi gerekmektedir.
c.926 s. Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanununda Yer Alan Subaylara Yönelik Düzenleme
926 s. Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu m.50 son bölümde yer alan düzenlemeye göre ;
“d) Aşağıda belirtilen suçlardan hükümlü olma nedeniyle ayırma:
Ertelenmiş, seçenek yaptırımlara çevrilmiş, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiş, affa uğramış olsalar bile, Devletin şahsiyetine karşı işlenen suçlarla, 1632 sayılı Askeri Ceza Kanununun 131 inci maddesinin birinci fıkrasının az vahim hali hariç basit ve nitelikli zimmet, irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, inancı kötüye kullanma, dolanlı iflas, iftira gibi yüz kızartıcı veya şeref ve haysiyet kırıcı nitelikteki suçlardan veya istimal ve istihlak kaçakçılığı hariç kaçakçılık, resmi ihale ve alım satımlara fesat karıştırma suçlarından hükümlü olan subaylar hakkında, hizmet sürelerine bakılmaksızın Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu hükümleri uygulanır. Mahkeme, bu bentte yazılı suçlardan mahkûmiyet veya kasten işlenen bir suçtan dolayı bir yıl veya daha fazla hapis cezasına mahkûmiyet hâllerinde, mahkûmiyet kararıyla birlikte subayların Türk Silahlı Kuvvetlerinden çıkarılmasına karar verir. Bu hususlar mahkeme hükmünde belirtilmemiş olsa da mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak Türk Silahlı Kuvvetlerinden çıkarmayı gerektirir. Türk Silahlı Kuvvetlerinden çıkarma, askerî rütbe ve memuriyetlerin kaybedilmesi ile subay, astsubay ve Devlet memuru olarak tekrar Türk Silahlı Kuvvetlerine kabul edilmeme sonuçlarını doğurur.”
Görüldüğü üzere, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 136. maddesinde düzenlenen kişisel verilerin hukuka aykırı olarak verilmesi veya ele geçirilmesi suçu, kasten işlenebilen suçlar arasında yer almakta olup, anılan madde kapsamında hükmolunan hapis cezasının alt sınırı da bir yılın üzerindedir. Bu nedenle, söz konusu suçtan mahkûmiyet halinde ilgili subay hakkında Türk Silahlı Kuvvetlerinden çıkarma işlemi uygulanacaktır.
ç. 926 s. Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanununda Yer Alan Astsubaylara Yönelik Düzenleme
926 s. Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu m.94 c bendinde yer alan düzenlemeye göre ;
“Hükümlü olma nedeniyle ayırma: Ertelenmiş, seçenek yaptırımlara çevrilmiş, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiş ve affa uğramış olsalar bile Devletin şahsiyetine karşı işlenen suçlarla, 1632 sayılı Askeri Ceza Kanununun 131 inci maddesinin birinci fıkrasının az vahim hâli hariç, basit ve nitelikli zimmet, irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, inancı kötüye kullanma, dolanlı iflas, iftira gibi yüz kızartıcı veya şeref ve haysiyet kırıcı nitelikteki suçlardan veya istimal ve istihlak kaçakçılığı hariç kaçakçılık, resmî ihale ve alım satımlara fesat karıştırma suçlarından hükümlü olan astsubaylar hakkında, hizmet sürelerine bakılmaksızın Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu hükümleri uygulanır. Mahkeme, bu bentte yazılı suçlardan mahkûmiyet veya kasten işlenen bir suçtan dolayı bir yıl veya daha fazla hapis cezasına mahkûmiyet hâllerinde, mahkûmiyet kararıyla birlikte astsubayların Türk Silahlı Kuvvetlerinden çıkarılmasına karar verir. Bu hususlar mahkeme hükmünde belirtilmemiş olsa da mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak Türk Silahlı Kuvvetlerinden çıkarmayı gerektirir. Türk Silahlı Kuvvetlerinden çıkarma, askerî rütbe ve memuriyetlerin kaybedilmesi ile subay, astsubay ve Devlet memuru olarak tekrar Türk Silahlı Kuvvetlerine kabul edilmeme sonuçlarını doğurur.”
Görüldüğü üzere, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 136. maddesinde düzenlenen kişisel verilerin hukuka aykırı olarak verilmesi veya ele geçirilmesi suçu, kasten işlenebilen suçlar arasında yer almakta olup, anılan madde kapsamında hükmolunan hapis cezasının alt sınırı da bir yılın üzerindedir. Bu nedenle, söz konusu suçtan mahkûmiyet halinde ilgili astsubay hakkında Türk Silahlı Kuvvetlerinden çıkarma işlemi uygulanacaktır.
4.Türk Ceza Kanunu m. 136 Verileri Hukuka Aykırı Olarak Verme Veya Ele Geçirme Suçu Nasıl Oluşur ?
a.Genel Çerçeve
Türk Ceza Kanunu’nun 136. maddesi, kişilerin kişisel verilerinin hukuka aykırı olarak üçüncü kişilere verilmesi, yayılması veya ele geçirilmesi fiillerini suç olarak düzenlemiştir. Bu düzenleme, bireyin özel hayatının gizliliği ve kişisel verilerinin korunması hakkını (Anayasa m.20/3) ceza hukuku güvencesine kavuşturan temel hükümlerden biridir.
Maddenin lafzı uyarınca suç, şu fiillerle oluşur:
1.Kişisel verileri hukuka aykırı olarak bir başkasına vermek
2.Yaymak
3.Ele geçirmek
b.Suçun Maddi Unsurları
1.Fail: Suçun faili herkes olabilir. Kamu görevlisi, özel sektör çalışanı, hatta veri sahibinin yakınları dahi fail olabilir. TCK m.137 ye göre bu suçu kamu görevlisi tarafından ve görevinin gerektirdiği yetkiyi kötüye kullanmak suretiyle veya belli bir meslek ve sanatın sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle işlenirse, bu husus cezanın artırım nedenidir.
2.Mağdur: Suçun mağduru herkes olabilir.
3.Suçun konusu: Suçun konusu, kişisel verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirmedir. Kişisel veri, kimliği belirli veya belirlenebilir gerçek kişiye ilişkin her türlü bilgiyi kapsar (örneğin ad, iletişim bilgisi, sağlık verisi, biyometrik veri, finansal bilgiler, dernek vakıf veya sendika üyeliği, mezun olduğu okullar, siyasi düşünceleri vb.). Kişisel verinin kapsamına gerçek kişinin tanımlanması için kullanılabilecek her türlü bilgi dahil edilmiştir. Bir kişiyi diğer kişilerden ayırmaya yarayan tüm özellikler kişisel veri kapsamına dahildir.
4.Hareket ve Netice: Bu suç seçimlik hareketli bir suçtur. Verme, yayma veya ele geçirme hareketlerinden birinin yapılması suçun oluşması için yeterlidir. Yargıtay, birisinin fotoğrafını internette arkadaşlık sitesine koymayı(12.CD, 15.05.2012), bir kimsenin hastalıkla ilgili bilgilerini başkalarını verme(12.CD, 05.06.2012) durumlarında bu suçun oluşacağına karar vermiştir.
5.Suçun Manevi Unsurları: Kişisel verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçu, genel kastla işlenebilen bir suçtur. Bu suç ancak doğrudan kastla işlenebilir. Olası kastla işlenmesi mümkün değildir. Bu suç, taksirle de işlenemez.
Stj.Av.Hasan SEVİNÇ
Av. Yalçın TORUN
UYARI
Web sitemizde yayımlanan yukarıdaki yazılı metnin, eser sahipliği hakları Av.Yalçın TORUN ve Stj.Av.Hasan SEVİNÇ’e aittir. Bu yazılı metin hak sahipliğinin tespiti amacıyla zaman içerikli elektronik imza ile muhafaza edilmektedir. Sitemizdeki yazılı metinler avukat meslektaşlarımız tarafından dilekçelerinde serbestçe kullanılabilir, fakat metinlerin tamamının, bir kısmının veya özetinin atıf yapılmaksızın başka web sitelerinde yayınlanmasına iznimiz yoktur.
