Suç Tarihinden Sonra Mevzuata Giren Hükme Dayanılarak Türk Silahlı Kuvvetlerinden İlişik Kesilmesi Hukuka Aykırıdır

 

Danıştay tarafından verilen bu kararda, davacının Türk Silahlı Kuvvetleri personeli olarak görev yapmakta iken hakkında açılan kamu davası sonucunda “banka kartını kötüye kullanmak” suçundan dolayı hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına (HAGB) karar verilmesi üzerine, 926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu’nun 50/d maddesi uyarınca TSK ile ilişiğinin kesilmesine dair işlemin iptali talebiyle açtığı davaya ilişkin yargılama süreci değerlendirilmiştir.

Davacının söz konusu suçu 02/01/2013- 15/01/2013 tarihleri arasında işlediği, buna ilişkin ceza yargılamasının tamamlandığı, 10 ay hapis cezası verildiği ve HAGB kararı ile bu cezanın açıklanmasının geri bırakıldığı anlaşılmıştır. Bu ceza kesinleştikten sonra, Jandarma Genel Komutanlığı tarafından 926 sayılı Kanun’un 50/d maddesi uyarınca davacının TSK ile ilişiği kesilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi, davacının suçu işlediği tarihte yürürlükte bulunan kanun hükmünde HAGB kararının açıkça bu madde kapsamında olmadığını, 926 sayılı Kanun’un 50/d maddesinde 2015 yılında yapılan değişiklikle HAGB kararlarının da bu kapsama alındığını, dolayısıyla davacının geçmişteki bir fiilinden dolayı, daha sonra yapılan ve aleyhe sonuç doğuran bir kanun değişikliğinin geriye yürütülmek suretiyle işlem tesis edilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek, işlemin iptaline karar vermiştir.

Bölge İdare Mahkemesi de ilk derece mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğunu belirterek istinaf başvurusunu reddetmiştir.

Davalı idare tarafından temyiz dilekçesinde, davanın süresinde açılmadığı, davacının işlediği suçun güveni kötüye kullanma suçu ile benzer nitelikte olduğu ve disiplin hukukunda ceza yargılamasındaki lehe aleyhe kanun ilkelerinin uygulanamayacağı ileri sürülmüştür. Ancak Danıştay, davacının işlediği suçun 926 sayılı Kanun’un 50/d maddesinde açıkça sayılan suçlar arasında yer almadığını, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararın verildiği dönemde bu tür kararların TSK’den ilişik kesme nedeni sayılmadığını, dolayısıyla sonradan yapılan yasal değişikliklerin geçmişe yürütülerek işlem tesis edilemeyeceğini vurgulamıştır.

Bu değerlendirmeler ışığında Danıştay, davalı idarenin temyiz istemini reddetmiş ve Bölge İdare Mahkemesi kararını onamıştır.

 

                     T.C.

             DANIŞTAY

           …..  DAİRE

ESAS NO     : 2021/……

KARAR NO : 2025/……

 

TEMYİZ EDEN

DAVALI         : Jandarma Genel Komutanlığı

VEKİLİ         : Av….

 

DAVACI         : A.D.

VEKİLİ         : Av. Yalçın TORUN

İSTEMİN KONUSU: ……… Bölge İdare Mahkemesi …. İdari Dava Dairesince verilen …/…/… günlü, E:2020/…. K:2021/…. sayılı kararın, dilekçede yazılı nedenlerle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.

YARGILAMA SÜRECİ:

Dava Konusu İstem: Dava; davacı tarafından, ………Komutanlığında …… olarak görev yapmakta iken, 926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu’nun 50/d maddesi uyarınca Türk Silahlı Kuvvetlerinden ilişiğinin kesilmesine ilişkin Jandarma Genel Komutanlığının …/…/… günlü, ……… sayılı işleminin iptali istemiyle açılmıştır.

İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti : .….. İdare Mahkemesinin …/…/… günlü, E:2017/… K;2018/… sayılı kararıyla; 926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Kanunu’nun 50. maddesinin (d) bendininin, 03/02/2015 günlü, 29256 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6586 sayılı Kanun’un 44. maddesiyle bu bentte yer alan “Ertelenmiş, para cezasına veya tedbire çevrilmiş” ibaresinin “Ertelenmiş, seçenek yaptırımlara çevrilmiş, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiş” şeklinde değiştirildiği, yapılan değişiklik ile anılan bent kapsamında değerlendirilen suçlardan olan banka kartını kötüye kullanmak suçu nedeniyle davacı hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmiş olsa bile Türk Silahlı Kuvvetlerinden resen ayırma kararı verilebilmesinin önünün açıldığı, ancak davacının banka kartını kötüye kullanmak eyleminin 02/01/2013-15/01/2013 tarihlerinde gerçekleştiği göz önüne alındığında, davacının banka kartını kötüye kullanmak suçunu işlediği tarihte Kanun maddesinde hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmiş olsa bile resen Türk Silahlı Kuvvetlerinden ayırma işlemi yapılacağı yönünde bir hüküm bulunmadığı, davacının fiili işlediği tarihte mevzuatta olmamasına rağmen, sonradan yürürlüğe giren kanun değişikliği aleyhe olacak şekilde geçmişe yürütülerek tesis edilen işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlem iptal edilmiştir.

Bölge İdare Mahkemesi Kararının Özeti: ……. Bölge İdare Mahkemesi …… İdari Dava Dairesinin temyize konu kararıyla; Mahkeme kararının usul ve hukuka uygun bulunduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından; dava süresinde açılmadığından davanın süre ve zamanaşımı nedeniyle reddi gerektiği, idare harçtan muaf olduğundan idare mahkemesince davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin idareye yükletilemeyeceği, davacının işlediği “banka kartını kötüye kullanmak” suçunun yüz kızartıcı suçlar arasında sayılan “güveni kötüye kullanmak” suçuyla ortak özellikler taşıdığı, her iki suçta da güvenin kötüye kullanılmasının cezalandırıldığı, davacı tarafından her ne kadar işlenen suçun maddede yer alan ve ismen sayılan suçlardan olmadığı, bu nedenle TSK’den çıkarma işleminin uygulanamayacağı belirtilmişse de; yargı kararlarının incelenmesi neticesinde kanun maddesinde bir takım suçlar sayıldıktan sonra “…gibi suçlar” ibaresi kullanılarak maddede sayılmamış olan diğer yüz kızartıcı suçların neler olduğunun takdirinin idari makamların uygulamalarına ve yargı mercilerinin kararlarına bırakıldığı, suç ve cezaların geçmişe yürümeyeceği yönündeki ilkenin Türk Ceza Kanunu’nu kapsadığı, davacının TSK’den ayrılmasını gerektiren mevzuatın ise idari bir kurumun iç disiplinini sağlamak amaçlı yürütülen idari nitelik taşıyan bir mevzuat olması sebebiyle Türk Ceza Kanunu’nun idari disiplini sağlamaya elverişli mevzuatı kapsamayacağı, mahkeme kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN CEVABI: Temyiz isteminin reddi gerektiği yolundadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ: ………..

DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının gerekçeli onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay …. Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve

dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:

MADDİ OLAY:

…….. Jandarma Er Eğitim Alay Komutanlığında ……. olarak görev yapan davacı, 02/01/2013-15/01/2013 tarihlerinde ”Banka kartını kötüye kullanmak” suçunu işlediği gerekçesiyle hakkında kamu davası açılmış; yapılan yargılama neticesinde …… Jandarma Asayiş Kolordu Komutanlığı Askeri Mahkemesinin …./…/…. Günlü E:2015/…, K:2015/… sayılı kararı ile suçun işlendiği sabit görülerek Türk Ceza Kanunu’nun 245. maddesine istinaden davacının 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı tarafından yapılan itirazın reddiyle anılan kararın 24/12/2015 tarihinde kesinleşmesinin ardından davacının Jandarma Genel Komutanlığının …/…/… günlü, …… sayılı işlemi ile 926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu’nun 50/d maddesi uyarınca Türk Silahlı Kuvvetlerinden ilişiğinin kesilmesi üzerine temyizen bakılmakta olan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:

Askeri Ceza Kanunu’nun “Askeri cürüm ve kabahat” başlıklı 1. maddesinde; “Türk Ceza Kanununa göre cürümler ve cezalar hakkında umumi suretle cari olan esaslar bu kanunda hilafı yazılı olmadıkça askeri cürümler ve cezalar hakkında da tatbik olunur.” hükmüne; “Askerlerin askeri olmayan suçları” başlıklı 2. maddesinde; “Askeri şahısların askeri olmayan suçları için Türk Ceza Kanunu hükümleri tatbik olunur.” hükmüne; “Türk Silahlı Kuvvetlerinden çıkarma cezası” başlıklı 30. maddesinde; “(Değişik: 22/3/2000-4551/6 md.) Aşağıda yazılı hallerde subay, astsubay, uzman jandarmalar ve özel kanunlarında bu cezanın uygulanacağı belirtilen asker kişiler hakkında, askeri mahkemeler veya adliye mahkemelerince asıl ceza ile birlikte, Türk Silahlı Kuvvetlerinden çıkarma cezası da verilir. Bu husus mahkeme hükmünde belirtilmemiş olsa dahi, Silahlı Kuvvetlerden çıkarmayı gerektirir. …. B) Devletin şahsiyetine karşı işlenen suçlarla basit ve nitelikli zimmet, irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, inancı kötüye kullanma, dolanlı iflas gibi yüz kızartıcı veya şeref ve haysiyeti kırıcı suçtan veya istimal ve istihlak kaçakçılığı hariç kaçakçılık, resmi ihale ve alım satımlara fesat karıştırma, Devlet sırlarını açığa vurma suçlarından biriyle hükümlülük halinde…. Türk Silahlı Kuvvetlerinden çıkarma cezasıda verilebilir.” hükmüne yer verilmiştir.

926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu’nun “Çeşitli Nedenlerle Silahlı Kuvvetlerden Ayrılacak Subaylar Hakkında Yapılacak İşlem” başlıklı 50. maddesinde; “Kadrosuzluk, yetersizlik, veya (d) bendindeki suçlardan hükümlülük nedeni ile aşağıda belirtilen esas ve şartlar dahilinde subaylar hakkında Silahlı Kuvvetlerden ayırma işlemi yapılır….. (d) Aşağıda belirtilen suçlardan hükümlü olma nedeniyle ayırma:

Ertelenmiş, seçenek yaptırımlara çevrilmiş, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiş, affa uğramış olsalar bile, Devletin şahsiyetine karşı işlenen suçlarla, 1632 sayılı Askeri Ceza Kanununun 131. maddesinin birinci fıkrasının az vahim hali hariç basit ve nitelikli zimmet, irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, inancı kötüye kullanma, dolanlı iflas, iftira gibi yüz kızartıcı veya şeref ve haysiyet kırıcı nitelikteki suçlardan veya istimal ve istihlak kaçakçılığı hariç kaçakçılık, resmi ihale ve alım satımlara fesat karıştırma suçlarından hükümlü olan subaylar hakkında, hizmet sürelerine bakılmaksızın Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu hükümleri uygulanır.” düzenlemesi yer almaktadır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

03/02/2015 günlü, 29256 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6586 sayılı Kanun’un 44. maddesi ile 926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanun’un 50/d maddesinde yapılan değişiklikle; “Ertelenmiş, para cezasına veya tedbire çevrilmiş” ibaresi “Ertelenmiş, seçenek yaptırımlara çevrilmiş, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiş” şeklinde değiştirilmiştir.

Uyuşmazlıkta; …… olarak görev yapan davacının, 02/01/2013-15/01/2013 tarihlerinde işlediği suç nedeniyle hakkında yapılan ceza yargılaması neticesinde …. Jandarma Asayiş Kolordu Komutanlığı Askeri Mahkemesinin …/…/…. günlü, E:2015/…, K:2015/… sayılı kararı ile ”Banka kartını kötüye kullanmak” suçundan mahkumiyetine karar verilerek hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi üzerine 926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu’nun 50/d maddesi uyarınca Türk Silahlı Kuvvetlerinden ilişiğinin kesilmesine karar verildiği, suçun işlendiği tarihte yürürlükte olmayan bir mevzuat hükmü uyarınca davacı hakkında ayırma işlemi tesis edilemeyeceği açık olmakla birlikte, davacının işlediği 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (2. kitap, 2. kısım, 10. bölümünde) “Bilişim Alanında Suçlar” başlığı altında 245/1 maddesinde düzenlenen “Banka veya kredi kartının kötüye kullanılması” suçunun 926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu’nun 50/d bendinde sayılan Türk Silahlı Kuvvetlerinden çıkarmayı gerektiren suçlardan olmadığı sonucuna varıldığından, davacının 926 sayılı Kanun’un 50/d maddesi uyarınca Türk Silahlı Kuvvetlerinden ilişiğinin kesilmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık, dava konusu işlemin iptali yolundaki İdare Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddine dair Bölge İdare Mahkemesi kararında da sonucu itibarıyla hukuki isabetsizlik görülmemiştir.

KARAR SONUCU:

Açıklanan nedenlerle;

  1. DAVALI İDARENİN TEMYİZ İSTEMİNİN REDDİNE,
  2. …… Bölge İdare Mahkemesi ….. İdari Dava Dairesince verilen …/…/… günlü,

E:2020/…, K:2021/… sayılı kararın yukarıda belirtilen gerekçeyle ONANMASINA,

  1. Temyiz giderlerinin istemde bulunan davalı idare üzerinde bırakılmasına,
  2. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 7035 sayılı Kanun ile değişik 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara ve bir örneğinin de ….. Bölge İdare Mahkemesi ….. İdari Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın, kararı veren ……… İdare Mahkemesine gönderilmesine, …/…/2025 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.

Stj.Av.Şirin ÇAKIR

Av.Yalçın TORUN

Uyarı; Web sitemizde yayımlanan yukarıdaki yazılı metnin, eser sahipliği hakları Stj.Av.Şirin ÇAKIR,  ve Av.Yalçın TORUN’a aittir. Bu yazılı metin hak sahipliğinin tespiti amacıyla zaman içerikli elektronik imza ile muhafaza edilmektedir. Sitemizdeki yazılı metinler avukat meslektaşlarımız tarafından dilekçelerinde serbestçe kullanılabilir, fakat metinlerin tamamının, bir kısmının veya özetinin atıf yapılmaksızın başka web sitelerinde yayınlanmasına iznimiz yoktur.

Scroll to Top