Sürücünün İşlediği Fiil Nedeniyle Araç Sahibine Ceza Kesilmesini Öngören Düzenleme Anayasa’ya Aykırı Bulunmuştur.
Anayasa Mahkemesi, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 26. maddesinin beşinci fıkrasındaki “sürücü araç sahibi değilse tescil plakasına da aynı miktarda ceza tutanağı düzenlenmesi” kuralını Anayasa’ya aykırı bularak iptal etmiştir.
Karayolları Trafik Kanunu’nun 26. Maddesi; araçlara ait trafik ayırım işaretleri ve diğer işaretlerden bulundurulması zorunlu olanların eksikliği, bu işaretlerin mevzuata aykırı olarak bulundurulması, takılması ve kullanılması ile bu hususta çıkarılacak yönetmelik hükümlerine aykırı davranılması durumlarında sürücünün aynı zamanda araç sahibi olmaması halinde ayrıca tescil plakasına da aynı miktarda ceza tutanağı düzenlenmesini öngörmektedir.
Mahkeme;
Kuralın, araç sahibinin kusuru olup olmadığına bakılmaksızın cezalandırılmasına yol açtığını,
Bunun ceza sorumluluğunun şahsiliği ilkesini ihlal ettiğini,
Kusuru bulunmayan kişiye ceza verilmesinin hukuk devleti, belirlilik ve hukuki güvenlik ilkeleriyle bağdaşmadığını,
tespit etmiştir.
Sonuç olarak, sürücünün işlediği fiil nedeniyle araç sahibine otomatik olarak ceza verilmesini öngören düzenleme Anayasa’ya aykırı bulunmuş ve iptal edilmiştir.
ANAYASA MAHKEMESİ KARARI
Esas Sayısı:2025/122
Karar Sayısı:2025/185
Karar Tarihi:10/9/2025
R.G.Tarih-Sayı:23/12/2025-33116
İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN: Tokat 2. Sulh Ceza Hâkimliği
İTİRAZIN KONUSU: 13/10/1983 tarihli ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 26. maddesinin 21/11/2024 tarihli ve 7533 sayılı Kanun’un 25. maddesiyle değiştirilen beşinci fıkrasının dördüncü cümlesinin Anayasa’nın 2. ve 38. maddelerine aykırılığı ileri sürülerek iptaline karar verilmesi talebidir.
OLAY: İdari para cezasının iptali talebiyle açılan davada itiraz konusu kuralın Anayasa’ya aykırı olduğu kanısına varan Mahkeme, iptali için başvurmuştur.
İPTALİ İSTENEN KANUN HÜKMÜ
Kanun’un itiraz konusu kuralın da yer aldığı 26. maddesi şöyledir:
“Araçlara ait trafik ayırım işaretleri ve diğer işaretler:
Madde 26 – Belirli araçlarda, çalışma yerini ve şeklini, kapasite ve diğer niteliklerini belirleyen plaka, ışık, renk, şekil, sembol ve yazı gibi ayırım işaretleri bulundurulması zorunludur.
(Ek:18/10/2018-7148/16 md.) Mevzuatta belirtilen ışıklı ve/veya sesli uyarı işareti veren cihazların mevzuatta izin verilmeyen araçlara takılması ve kullanılması yasaktır.
(Değişik: 17/10/1996-4199/11 md.) Araçların dışında bulundurulması zorunlu işaretlerden başka, araçlara; reklam, yazı, işaret, resim, şekil, sembol, ilan, flama, bayrak ve benzerlerinin takılması, yazılması, sesli ve ışıklı donanımların bulundurulması ve izin verilmesine dair esas ve usuller ile diğer hususlar İçişleri Bakanlığınca çıkarılacak yönetmelikte gösterilir.
(Mülga: 21/2/2001 – 4629/6 md.)
(Değişik fıkra:21/11/2024-7533/25 md.) Bu maddenin birinci fıkrası hükmüne uymayan sürücüler ile üçüncü fıkrasına göre çıkarılacak yönetmelik hükümlerine aykırı davranan sürücülere 690 Türk lirası trafik idari para cezası uygulanır. İkinci fıkra hükümlerine uymayan sürücülere ise 96.000 Türk lirası trafik idari para cezası uygulanarak sürücü belgeleri otuz gün süreyle geri alınır ve araç otuz gün süre ile trafikten menedilir. İkinci fıkra hükümlerinin son ihlalin gerçekleştiği tarihten geriye doğru bir yıl içinde iki veya daha fazla kez ihlal edilmesi halinde sürücülere her seferinde 192.000 Türk lirası trafik idari para cezası uygulanarak sürücü belgeleri altmış gün süreyle geri alınır ve araç altmış gün süre ile trafikten menedilir. Sürücü, aynı zamanda araç sahibi değilse, ayrıca, tescil plakasına da aynı miktar için ceza tutanağı düzenlenir.
(Ek fıkra:21/11/2024-7533/25 md.) Bu maddenin ikinci fıkrasına göre çıkarılan yönetmelikte belirtilen araçlarda; ışıklı ve sesli uyarı işaretlerinin takılacağı yerlerin dışında bulundurulması ve kullanılması durumunda sürücülere 96.000 Türk lirası trafik idari para cezası uygulanır. Son ihlalin gerçekleştiği tarihten geriye doğru bir yıl içinde iki veya daha fazla kez ihlal edilmesi halinde sürücülere her seferinde 192.000 Türk lirası trafik idari para cezası uygulanarak sürücü belgeleri otuz gün süreyle geri alınır ve araç otuz gün süre ile trafikten menedilir.
Ayırım işaretleri bulunmayan araçlar trafik zabıtasınca trafikten men edilir.
Yönetmelikte belirtilen şartlara aykırı olarak bulundurulanlarla, araçlara izin alınmadan yazılan yazılar sildirilir veya takılan donanımlar bütün giderler ve sorumluluk işletene ait olmak üzere söktürülür. (Ek cümle:21/11/2024-7533/25 md.) Ayrıca ikinci fıkra kapsamındaki cihazlara mülki amir tarafından el konulur ve mülki amir tarafından mülkiyetinin kamuya geçirilmesine karar verilir.
(Ek fıkra:21/11/2024-7533/25 md.) Sürücü belgesi geri alma işlemleri bu Kanunun 6 ncı maddesinde sayılan görevliler tarafından yapılır. Altmış gün süre ile sürücü belgesi geri alınanların sürücü belgeleri psiko-teknik değerlendirme ve psikiyatri uzmanının muayenesinden geçirilerek sürücü belgesi almasına mâni hâli olmadığının anlaşılması halinde iade edilir. Bu madde kapsamında geri alınan sürücü belgeleri bu Kanun kapsamında verilen trafik idari para cezalarının tamamının tahsil edilmiş olması şartıyla iade edilir.”
İLK İNCELEME
Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü hükümleri uyarınca Kadir ÖZKAYA, Hasan Tahsin GÖKCAN, Basri BAĞCI, Engin YILDIRIM, Rıdvan GÜLEÇ, Recai AKYEL, Yusuf Şevki HAKYEMEZ, Yıldız SEFERİNOĞLU, Selahaddin MENTEŞ, İrfan FİDAN, Kenan YAŞAR, Muhterem İNCE, Yılmaz AKÇİL, Ömer ÇINAR ve Metin KIRATLI’nın katılımlarıyla 7/5/2025 tarihinde yapılan ilk inceleme toplantısındadosyada eksiklik bulunmadığından işin esasının incelenmesine OYBİRLİĞİYLE karar verilmiştir.
III. ESASIN İNCELENMESİ
Başvuru kararı ve ekleri, RaportörAhmet Hakan SOYTÜRKtarafından hazırlanan işin esasına ilişkin rapor, itiraz konusu kanun hükmü, dayanılan Anayasa kuralları ve bunların gerekçeleri ile diğer yasama belgeleri okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
Anlam ve Kapsam
2918 sayılı Kanun’un 1. maddesinde anılan Kanun’un amacı, kara yollarında can ve mal güvenliği yönünden trafik düzeninin sağlanması ve trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemlerin belirlenmesi olarak ifade edilmiştir.
Bu bağlamda can ve mal güvenliği ile trafik düzeni ve güvenliğinin sağlanması amacıyla Kanun’un 26. maddesinde araçlara ait trafik ayırım işaretleri ve diğer işaretler düzenlenmiş, söz konusu trafik ayrım işaretleri ile diğer işaretlerden bulundurulması zorunlu olanların eksikliği ile mevzuata aykırı olarak bulundurulması, takılması ve kullanılması hâllerinde idari yaptırım uygulanması öngörülmüştür.
Anılan maddenin birinci fıkrasında belirli araçlarda, çalışma yerini ve şeklini, kapasite ve diğer niteliklerini belirleyen plaka, ışık, renk, şekil, sembol ve yazı gibi ayırım işaretleri bulundurulmasının zorunlu olduğu belirtilmiş; ikinci fıkrasında mevzuatta belirtilen ışıklı ve/veya sesli uyarı işareti veren cihazların mevzuatta izin verilmeyen araçlara takılmasının ve kullanılmasının yasak olduğu hüküm altına alınmıştır. Üçüncü fıkrada ise araçların dışında bulundurulması zorunlu işaretlerden başka, araçlara; reklam, yazı, işaret, resim, şekil, sembol, ilan, flama, bayrak ve benzerlerinin takılması, yazılması, sesli ve ışıklı donanımların bulundurulması ve izin verilmesine dair esas ve usuller ile diğer hususların İçişleri Bakanlığınca çıkarılacak yönetmelikte gösterileceği düzenlenmiştir.
Maddenin beşinci fıkrasının birinci, ikinci ve üçüncü cümlelerinde birinci, ikinci ve üçüncü fıkralarda yer alan hükümlere uymayan sürücüler hakkında kabahatin türüne göre çeşitli miktarlarda idari para cezası ile belirli sürelerle sürücü belgesinin geri alınması ve aracın trafikten men edilmesi şeklinde idari yaptırımların uygulanması öngörülmüştür. Söz konusu fıkranın itiraz konusu dördüncü cümlesinde isesürücünün aynı zamanda araç sahibi olmaması durumunda ayrıca tescil plakasına da aynı miktar için ceza tutanağı düzenleneceği belirtilmiştir.
İtirazın Gerekçesi
Başvuru kararında özetle; itiraz konusu kuralla mevzuatta belirtilen ışıklı ve/veya sesli uyarı işareti veren cihazları mevzuatta izin verilmeyen araçlara takan ve/veya kullanan sürücünün, aynı zamanda araç sahibi olmaması durumunda kabahate konu fiille ilgili olarak araç sahibinin kusurunun bulunup bulunmadığı yönünde bir değerlendirme yapılmaksızın tescil plakasına da aynı miktarda ceza tutanağı düzenlenmesinin öngörüldüğü, bu durumun işlemediği bir fiilden dolayı araç sahibine yaptırım uygulanmasına neden olacağı, bu yönüyle kuralın cezaların şahsiliği ve hukuk devleti ilkeleriyle bağdaşmadığı belirtilerek Anayasa’nın 2. ve 38. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
Anayasa’ya Aykırılık Sorunu
Anayasa’nın 2. maddesinde belirtilen hukuk devleti; eylem ve işlemleri hukuka uygun, insan haklarına saygılı, bu hak ve özgürlükleri koruyup güçlendiren, her alanda adil bir hukuk düzeni kurup bunu geliştirerek sürdüren, hukuki güvenliği sağlayan, Anayasa’ya aykırı durum ve tutumlardan kaçınan, hukuk kurallarıyla kendini bağlı sayan ve yargı denetimine açık olan devlettir.
Hukuk devletinin belirlilik ve öngörülebilirlik ilkeleri hukuk kurallarının düzenlenmesinde hangi davranışın yasaklandığının ve yaptırıma bağlandığının kanun metninde açıkça ve keyfîliğe yol açmayacak biçimde düzenlenmesini zorunlu kılmakta ve hukuk güvenliği ilkesine hizmet etmektedir. Kuralın uygulanacağı olay koşullarında objektif olarak öngörülmesi veya önlenmesi mümkün olmayan bir neticeden veya kendisine kusur yüklenemeyen bir fiilinden dolayı bir kimsenin cezalandırılması, belirlilik ve öngörülebilirlik ilkelerine aykırı olacak; keyfîliğe kapı açabilecek ve hukuk güvenliğini ortadan kaldıracaktır.
Anayasa’nın 38. maddesinin birinci fıkrasında “Kimse, işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanunun suç saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırılamaz; kimseye suçu işlediği zaman kanunda o suç için konulmuş olan cezadan daha ağır bir ceza verilemez” denilereksuçun kanuniliği; üçüncü fıkrasında da “Ceza ve ceza yerine geçen güvenlik tedbirleri ancak kanunla konulur”denilerek cezanın kanuniliği ilkesi güvence altına alınmıştır.
Anayasa’nın anılan maddesinde yer alansuçta ve cezada kanunilikilkesi uyarınca hangi fiillerin yasaklandığının ve bu yasak fiillere verilecek cezaların hiçbir kuşkuya yer bırakmayacak açıklıkta, anlaşılır ve sınırları belirli olarak kanunda gösterilmesi gerekmektedir. Kişilerin ceza normuyla yasaklanan fiilleri önceden bilerek davranışlarını düzenleme imkânına sahip olmaları düşüncesine dayanan bu ilkeyle temel hak ve özgürlüklerin güvence altına alınması amaçlanmaktadır (AYM, E.2020/16, K.2020/33, 25/6/2020, § 15).
Anayasa’nın 38. maddesinin yedinci fıkrasında iseceza sorumluluğunun şahsi olduğubelirtilerek herkesin kendi eyleminden sorumlu tutulacağı, başkalarının suç oluşturan eylemlerinden dolayı cezalandırılamayacağı kabul edilmiştir.
Anayasal bir ilke olan ceza sorumluluğunun şahsiliği ilkesi kusur ilkesine dayanmaktadır. Bu konuda Anayasa’nın söz konusu maddesinin yedinci fıkrasının gerekçesinde “…fıkra, ceza sorumluluğunun ‘şahsî’ olduğu; yani failden gayri kişilerin bir suç sebebiyle cezalandırılamayacağı hükmünü getirmektedir. Bu ilke dahi ceza hukukuna yerleşmiş ve ‘kusura dayanan ceza sorumluluğu’ ilkesine dahil, terki mümkün olmayan bir temel kuraldır.” denilmektedir (AYM, E.2016/191, K.2017/131, 26/07/2017, § 38). Ceza sorumluluğunun şahsiliği ilkesi bir kimsenin yalnızca kendi kusurlu fiilinden sorumlu tutulabileceğini, başkasının fiilinden dolayı sorumlu tutulmayacağını güvence altına almaktadır.
Anayasa Mahkemesi daha önce itiraz konusu kuralla benzer bir düzenlemeyi incelemiş ve 12/7/2017 tarihli ve E.2017/122, K.2017/122 sayılı kararıyla 2918 sayılı Kanun’un 31. maddesinin ikinci fıkrasınınsürücünün aynı zamanda araç sahibi olmaması hâlinde ayrıca tescil plakasına da aynı miktar için ceza tutanağı düzenleneceğiniöngören ikinci cümlesini, aynı fıkranın birinci cümlesinde yer alan “Birinci fıkranın … (b) bendine göre araçlarında taksimetre, … kullanmayan … sürücüler…” ibaresi yönünden iptal etmiştir.
Anılan kararda söz konusu cümlede taksi otomobillerde taksimetre kullanmayan sürücünün aynı zamanda araç sahibi olmaması durumunda ayrıca tescil plakasına da aynı miktarda ceza tutanağının düzenlenmesinin öngörüldüğü, cümle uyarınca araç sahibinin kusurunun bulunup bulunmadığı, taksimetrenin kullanılmaması yönünde sürücüye bir talimat verip vermediği değerlendirilmeden idare tarafından yaptırımın uygulandığı, bu durumun işlemediği bir fiilden dolayı araç sahibine yaptırım uygulanmasına neden olabileceği belirtilerek cümlenin Anayasa’nın 38. maddesinde yer alan cezaların şahsiliği ilkesine aykırılık oluşturduğu sonucuna varılmıştır(AYM, E.2017/122, K.2017/122, 12/7/2017,§ 13).
Öte yandan kararda Anayasa uyarınca kişilere ceza verilebilmesi için hukuka aykırı eylemin kanunda belirtilmiş olması ve bu eylemin o kişi tarafından gerçekleştirildiğinin kanıtlanması gerektiği, buna karşılık cümlede araç sahibinin hangi eyleminin suç sayıldığının açık bir şekilde gösterilmediği ve araç sahibi olma ile suç arasındaki illiyet bağının ne suretle oluştuğunun da belirtilmediği değerlendirilmiştir. Bu unsurları taşımayan cümlenin Anayasa’nın 2. ve 38. maddeleriyle bağdaşmadığı sonucuna varılmıştır(AYM, E.2017/122, K.2017/122, 12/7/2017,§§ 14, 15).
İtiraz konusu kural da araçlara ait trafik ayırım işaretleri ve diğer işaretlerden bulundurulması zorunlu olanların eksikliği, bu işaretlerin mevzuata aykırı olarak bulundurulması, takılması ve kullanılması ile bu hususta çıkarılacak yönetmelik hükümlerine aykırı davranılması durumlarında sürücünün aynı zamanda araç sahibi olmaması hâlinde ayrıca tescil plakasına da aynı miktarda ceza tutanağı düzenlenmesini öngörmektedir.
Dolayısıyla itiraz konusu kuralın Anayasa Mahkemesinin anılan kararına konu kuralla benzer nitelikte olduğu anlaşılmaktadır. Bu itibarla itiraz konusu kural yönünden Anayasa Mahkemesinin söz konusu kararından ayrılmayı gerektirir bir durum bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle itiraz konusu kural Anayasa’nın 2. ve 38. maddelerine aykırıdır. İptali gerekir.
Ömer ÇINAR bu görüşe katılmamıştır.
HÜKÜM
13/10/1983 tarihli ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 26. maddesinin 21/11/2024 tarihli ve 7533 sayılı Kanun’un 25. maddesiyle değiştirilen beşinci fıkrasının dördüncü cümlesinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve İPTALİNE, Ömer ÇINAR’ın karşıoyu ve OYÇOKLUĞUYLA 10/9/2025 tarihinde karar verildi.
Av.Şirin ÇAKIR
Av.Yalçın TORUN
Uyarı; Web sitemizde yayımlanan yukarıdaki yazılı metnin, eser sahipliği hakları Av.Şirin ÇAKIR, ve Av.Yalçın TORUN’a aittir. Bu yazılı metin hak sahipliğinin tespiti amacıyla zaman içerikli elektronik imza ile muhafaza edilmektedir. Sitemizdeki yazılı metinler avukat meslektaşlarımız tarafından dilekçelerinde serbestçe kullanılabilir, fakat metinlerin tamamının, bir kısmının veya özetinin atıf yapılmaksızın başka web sitelerinde yayınlanmasına iznimiz yoktur.
